4 Aralık 2009 Cuma


Özledim...

Eve bir koşu gidip su içmeyi...
Annemin tembihlerini...
Saflığımı, küsmeyi, barışmayı,
dizimin kanamasını, kabuklarımı yolmayı...
birbirimizi korkuttuğumuz hikayeleri...

İçini perdeler ile süslediğimiz o eski, terkedilmiş minübüsü...
seksek oynamayı, saklanmayı, sobelemeyi, ebelemeyi...
babamın eve elinde ekmek ve çekmeceli çikolata ile gelişlerini...

Festival çarşısından alınmış 1 metrelik kurşun kalemimi...
Çocukça sırlarımı...
İlk kazığımı...
oyuncak tavşanımı özledim...

Haşhaş tarlasındaki resmimi...
Babamın tahtadan yaptırdığı oyuncak koltuk takımını...
abimin beni battaniye ile sarıp, sonra salıvermesi, yuvarlanmamı...
annemin babama lakap takıp, öyle seslenmesini...
babamın sakinliğini...

Yakılan sobayı, o sıcacık anları...
patatesi, kestaneyi, mandalina kabuklarını...
denize gidelim hadi diyerek yalvarmalarımı...
salçalı tostu...

peçete koleksiyonumu...
karda yuvarlatılmayı...
saçlarımın okşanmasını...
ilk öpücüğümü...
Duvarlara oturup ayak sallamayı özledim...

 



4 yorum:

calculus dedi ki...

bayıldım,

efsa dedi ki...

bende sevdim... :)

küfkedisi dedi ki...

duvarlara oturup ayak sallamak. umarsızca, mutlu, tüm düşüncelerden arınmış olarak.muhteşem olurdu gerçekten.

efsa dedi ki...

tekrar çocuk gibi olmak güzel olurdu.