Şehirler gibi kokan adamlar sevdim...
Şehirler gibi adamlar yazdım sayfalara...
Biri birini tutmadı.
Kimse onun kadar İstanbul olamadı mesela.
Durup düşündümde
Ben hiç Ankara gibi bir adama aşık olmamışım.
"Aşk... seni düşlerken saç diplerimin bile terlemesi" dedi ve sustu kadın.
24 yorum:
İstanbul dururken tüm haşmetiyle, kim bakar ankaraya :)
Her daim İstanbul hakkında "Ey şehr-i İstanbul sen öyle bir şehirsin ki, her kim sende ne ararsa bulur" diyen ve demeye devam edecek olan hayatVEtavla
Bilmiyorum aslında Ankara gibi adamlar nasıl olur?
Senin sözünde çok güzel. Bende İstanbul gibi olan adam için şunu yazmıştım bir zamanlar.
"Sen İstanbul' dun. Bir gün dudakların aralandı, boğaz oluştur. Kuytundaki bu boğazda benim gemilerim karaya oturdu..."
Biliyorum sıcaklardan gece yatamaz olmaya başlamalarımızın arefesinde yazmıştın :)
akrepler, acaba değişim mi geçiriyorlar? şu sıralar, diye düşünmekten kendini alamayan hayatVEtavla
Bilmem ki.. Ama benim farklılaştığım kesin. Ya büyüyorum, ya olgunlaşıyorum bilmiyorum. Bir şeyler oluyor.
Önceden içimdeki savunma içgüdüsü ile karşı vereceğim olaylara artık "eyvallah" diyebiliyorum. İlk değişim bu yönde oldu.
Sonra yapmam dediğim şeyleri yapabileceğimi farkettim. Hala fazlasıyla gözü karayım, ama bu defa etik kuralları bile gerektiğinde çiğneyebileceimi biliyorum..Bu iyi mi kötü mü bilemiyorum şimdilik.
İş yaşamım ve sınavların şaşırtıcı biçimde ters orantılı olması ve benim sene tekrar edecek olmam da hala umudumu yitirmediğimi görmek ise fazla iyimserlik olmasa gerek diye düşünüyorum.
Dediklerin ve fazlasını yaşıyorum.
Galiba sular bizim için yükselmeye başladı, yükselsin bi zahmet ertık :) karıncalardan bıkmıştık değilmi ama...
Hani sular çekildiğinde karıncalar balıkları, sular yükseldiğinde ise balıklar karıncaları yermişya :)
edibim bayramım sende renklerinden birisin bu yeryüzünün ve dahi bu coğrafyanın diyen hayatVEtavla
DUYURU
Bloglardan Seçmeler 24 Kasın 2010 günü ÖĞRETMENLER GÜNÜ özel sayısı olarak yayınlanacaktır.
Katkı sağlamak isteyenler, öğretmenlerimizle ilgili her türlü yazı ya da başka çalışmalarını
29 Ekim 2010 gününe kadar Bloglardan Seçmeler'e gönderebilirler.
İlgi göstereceğinizi umuyorum.
Sevgi ve saygılarımla
Sabahattin Gencal
Selahattin Bey,
Bizim Bir milyon kalem sitesi olarak öğretmen günü ile ilgili hazırladığımız bir blogumuz mevcut.
Blog adı "ilk öğretmenin kimdi senin"
Belki bir göz atmak isterseniz.
İyi günler.
Hayat ve tavla.
Kimse kimseyi yemesin ya. Seni bilmem ama ben artık doygun insanlarla karşılaşmak istiyorum. Çünkü herkes aç bir şeylere.
aman aman olmayınız zaten .. soğuk mu soğukturlar herhalde:))) karasal mı karasal:)
varsa yoksa istanbul efsa..
"göze alamadığım bir şehrin yerine.. şimdi bütün şehirlerdesin.."
Cecil, ben Antalya, İstanbul ve İzmir insanından başka insan tanımamış biriyim. :)) İnan başka şehirleri bilmiyorum bile.
Ama bana sorarsan İstanbul gibi adamlar ayaz gibi geliyorlar bana. esintileri, heyecanları, zenginlikleri ile başımı döndürüyorlar. Soonra bir bakıyorumki, ben o hayatın insanı değilim. Ben sakinliği, deniz kenarında içilen bir çayı tercih ediyorum. Ve kaçıyorum.
içindeki şehiri hiçbir zaman adlandıramamış biri olarak sanırım ben hep şehirsiz adamlar aradım...
Kimbilir belki görmediğin bir şehir tadında kaldılar.
belki de...
insan hiç bilmediği, görmediği bir yeri özler mi peki?
bu yüzden özler işte...
Evet görmese de, bilmese de özlüyor...Benimde bahçeli bir ev özlemim var. Şu an öyle bir evde oturuyorum ama o eksiklik hissi bazen kendini fazlası ile hissettiriyor.
efsa oldukça övgülü iddialı bir tanım olmuş.
Adsız,
http://suizleri.blogspot.com/2009/11/mektuplar.html
efsa verdiğin linke gittim okudum
çok ağır bir bağımlılık nefret duymamana şaşırmadım ben olsaydım kalbime güzel bir jest yapardım unuttururdum
Sevgili adsız, hayatımda kimseye bu kadar bağımlı kalmamıştım ben. İyi oldu öğrendim bir çok şeyi.
Kalbim şu sıralar su gibi... Unutmak değilde, artık sevmeme hali benimkisi. Yolu yolum değil artık.
Yolu yolum değil artık..
yolum oydu önceden, bundandır bir adım bile yol alamayışım. Şimdi ise değil işte. :)
yolu yolum değil artık içlerden gelen bir ses değil sankim öyle di mi efsa:)
Adsız nasıl desem, fotoğraflarına baktığımda içim erimiyor artık. Bir yalan, yön tabelası gibi oldu bana. İçimin bir yerinde hala var. Ama yolu yolum değil. Kendi yolumu seçtim. Ve tökezleyerek gitmeyi bir zamanlar göze almaktan vazgeçtim.
Ankara gibi bir adam, soğuk görünen ama sıcak içli. Böyle olurdu sanırım.
Daha bizden gibi sanki, daha sahiplenen. Ne bileyim.
Yorum Gönder