2 Kasım 2011 Çarşamba


Bana seni anlatmamı isteseler derim ki; 
- "Aklınca, kendi kuşkularının yarattığı o ihtimali duymak istemediğinden bana hiçbir şey soramayan bir adamdı ve ben onun hayatına girdikten sonra, tanıştığı her kadına aynı şekilde davranmaya devam edip, can yaktı!"
...

Konuşmadığın, aramadığın, benden başka herkesi var sayıp, başka yerlere yazdığın ve başka kızlarla cilveleştiğin tüm o anlarda;  bu özensiz davranışlarını es geçmemi ve beni sevdiğini bilmemi istedin.Seni, sen demeden anlamamı istedin. Her defasında “Seviyorum” kelimelerini kullanıp, sevmiyormuş gibi davrandın. 
Kısacası işte; göstermediğin tüm davranışlarını, anlamamı istedin! Aslında anlayabilirdim de.. Ama hep engelledin içine ulaşmamı. Kendini herkesten gizleyebilirdin, ama benden de gizledin.

Sana bu tarz umurunda değilmişim gibi davranışlarının beni üzdüğünü birçok defa belirttim. Anlamak istemedin. Kadın dırdırı olarak gördün tüm dilenişlerimi.. Sonrada beni suçladın olayların akışındaki süreç için. Eksik anlattığım tek konu için hırslanıp; bitip tükenmek bilmezcesine, defalarca suçladın beni. Bütün bunlara neden olan kendi davranışlarını ise yok saydın.

Senden hiçbir zaman af istemedim ben.. Dileğim hep güzel hatırlayalım birbirimizi idi. Olmadı. Sen o dünyanın içindeyken öyle kuşkucu, kindar ve farklı biri olup çıkmıştın ki, iyi niyetimi sorguladın..
İnsan karşısındakinden görmek istediği davranışı kendisi yapmıyorsa ve karşısındaki de yorulup, sırf daha fazla üzülmemek adına elini eteğini çekmeye başlamışsa, söylediği her şey havada kalıyor ve umursanmıyormuş gibi gösterilirse,  ne yapılmasını bekliyordun bilmiyorum.. Sana aşık olmadığımı, olamayacağımı belirttiğim halde, sevgimi de uzaklaştırdın..

Sahi; içine siniyor mu gerçekten o davranışların? Ne bileyim, arada düşünüp üzülüyor musun mesela? Bana karşı hissettiğin, sonra yok sayıp ve ezip geçtiğin tüm o duygularını hatırına getiriyor musun? Ben ise; geceleri yastığa yattığında veya bir yastığa elini attığında beni hatırladığına kalıbımı basıyorum.

Şimdi senden uzaktayım.. Huzurlu bir dönemden geçiyorum.Hayatıma “seni daha nasıl mutlu edebilirim” diyen bir adamı soktum.

Yine de, insanın geride bıraktığı, geleceğine çelme takıyor bazen. Bu nedenle hala büyük tereddütlerim olsa da, o bunları aşma yolunda bana çok yardımcı oluyor.. Beni hep güldürüyor..  

Son olarak; seni anımsadığımda acı veren tek şey, yokluğun ya da yanımda olmayışın değil. Bir daha asla kendimi birine o şekilde açamayacağım için üzülüyorum.. Özlüyorum çünkü, en yakın arkadaşımı kaybetmeme neden oldun! Diliyorum, mutlu olma.. 

5 yorum:

cecil dedi ki...

beter olsun..

Efsa dedi ki...

bu kafayla giderse çok zor zaten mutlu olabilmesi..

cecil dedi ki...

kaçıncı kez okuyorum bilmiyorum ,o kadar güzel kelimelere dökmüşsün ki,o kadar doğru ,net ve genel ki tespitlerin.. umarım huzurun mutluluğa döner ve taşar satırlarından..efsa'm

Efsa dedi ki...

hep bu şekilde güzel güzel, uslu uslu anlatmayı denedim. ama o öfkesini iç kontrol edemedi.
kimse üzülsün istemedim benden sonra. ama hep aynı şekilde davrandı onlara da.
kendi hayatını mahvettiği gibi benimkininde ağzına sıçtı.
şimdi gık desem yine küfür ederdi eminim. :)

garip böyle insanlar çoğalıyor.
biz ise azalıyor muyuz bilmiyorum..

cecil dedi ki...

yol verdiğin isabetli olmuş .. :)
ve çok iyi kesmişsin biletini çok :)
azalmak değilde neler istemediğimizden emin olmak bence..