5 Aralık 2011 Pazartesi


Ne mutlu, ne de üzgün olmaya..
ne sevmeye, ne de nefret etmeye.. 
ne beklemeye, ne de üstelemeye mecalim yok..

Kendimi çok yorgun hissediyorum.
Kimse dokunmasın.




2 yorum:

Erkan Şen dedi ki...

Yavaşlamak iyidir. Yavaşlarsan birçok şeyi yapmasan da düşüncesi ile rahatlarsın.

Mutlu olabileceğin, üzgün olsan da bir an geçeceği, her şeye rağmen birilerini sevebileceğin ve kimseden nefret etmek için bir neden olmadığı gerçeği gözlerinin önüne serilecektir.

Yorgunluğunsa yavaşladığında kendiliğinden ortadan kalkacaktır.

Yavaşlamak iyidir; keza yaptıklarının farkına varmanı, tadını çıkartmanı sağlar.

Efsa dedi ki...

Kendimi baskı altına sokma gibi bir özelliğim var. Hırs demeyelim de, başarısızlık hissinden kaçmaya çalışırken, acayip yoruyorum kendimi. Ve dediğin şekilde bir yavaşlama beni memnun etmiyor. Ben istediğim şeyler hemen olmadıkça, düşüncesi ile bile mutlu olanlardan değilim. Olamayanları düşünmek istemeden yaşamak istiyorum.

Tutulmayan sözler, bilip de susmayı tercih ettiklerim, beklentilerim hepsi beni çok yoruyor.

Nefret içinse, evet çok geçerli sebeplerim var. Önceden affedebileceğimi öğrenmiştim. Ama artık ben kimseyi affetmek istemiyorum. eğer affedersem ve kırgınlıklarımı gizlersem, aynı şeyleri tekrar yaşama ihtimalim çok daha yükseliyor.

Hayatımda var olanlarla mutluyum. Hiç bir sıkıntım yok. Düzelmeyecek bir şey yok, diğerlerini ise ben beklemekten vazgeçtim zaten. Böylece bir çok düşünce de ortadan kalkmış oldu.

Önceden arkadaşlarımın bile mutlu haberlerine ihtiyaç duyardım. artık duymuyorum.

Bir ara daha konuşmuştuk sanırım seninle "çok olmakla" ilgili. Kendimi çok çok hissediyorum ve diğerlerinin azlığı bana yetmiyor.

Şu sıra istediğim tek şey iyileşmek ve şu dersleri geçmek.