24 Mayıs 2010 Pazartesi

Mektuplar / Kelimeler Üzerindeki Toz Zerrecikleri

Merhaba Sevgili,

Uzun zaman oldu sana yazmayalı değil mi?
Evet, gerçekten çok olmuş. Hatta yeri gelmiş bende bile tozlanmış bazı anılar. Zamanında kirlenmesinler diye çabaladığın iletişimin eksildiğini oturup tarttığında ve bu sonuçtan fazlası ile yorulmuş bir şekilde çıkınca anlarsın ya...

Tek taraflı mücadeleler bile bir yere kadar veriliyormuş. İçinden çıkan, aklından da çıkarmış...
Elbette bunca zamandır olmayışıma mazeretler üretmiyorum.

Emin olduğum tek şey! "Seni yaşamaktan ziyade, yazmayı tercih eden bir benliğimin oluşu idi".

Ama ya sen? Birkaç hafta önce yapmaya çalıştığın neydi sahi? Kürkçü dükkanı gibi hissettirdiğinin farkında mıydın? Hani köprünün altından çok sular aktığını kanıtlarcasına bir geç kalmışlık hissi yaşamadığına eminim. Ama akmıştı sevgili.

Biliyor musun? Aslında senin yokluğun, varlığından daha güzel bundan emin olabilirsin. Ömründe bir kez olsun bu duyguyu yaşayabilmeni isterdim mesela. Sahi öyle bir şey olsa kendi yokluğuna ne yazardın? Gerçi kızardın bu duruma, benim olmalı tavırlarıyla. O kadar sabırlı bir insan değilsin çünkü. Ben de senin kadar geniş.

Ben zaaflıydım.
Sen kusurluydun sevgili.
Keşke senin kadar kusurlu olsabilse idi sevgim de...

Geçtiğimiz yıllarda ihtimallerin arasında dolanırken ve umudun hala benimle olduğu anların hepsinde; sana kızıp - bağırmak, elimden gelen ne varsa ardıma koymak istemediğim geçmişimde; bana yazdığın tüm o güzel cümlelerin üzerinde oluşmuş tozlarını, balkondan aşağıya silkeleyip sokaktan geçenleri bile kirletmek istedim. Görmeliydi herkes, bu kayıtsızlığını. Söylediğin tüm sözcüklerinin artık umurunda olmadığını bilmek, kendimi en kötüsüne hazırlamama yol açıyordu. Ve ben buna katlanamıyordum.

Yokluğunda hayatımı anlamlaracak şeyler bulmayı denerken; şimdi, ucundan tutarak kaldırdığım ve altına itelenecek tek bir harf kalmadı bile içimde.
Ben seninle birlikte sayılan 7. basamaktan ibarettim sadece... Bırak rakamları alfabe de bile...!

10 yorum:

Elif Gizem dedi ki...

"Sahi öyle bir şey olsa kendi yokluğuna ne yazardın?"
Sahiden düşünmenin ve özlemenin getirdikleriyle kaç sayfa daha anlatılır bir adam, bugünlerde bunu merak ediyorum. Çok güzel olmuş Efsam. Kalemine sağlık.
Son perde diye bir yazım var onu okursan belki sen de benim yazdıklarımda bulursun kendini...

Efsa dedi ki...

Evet gördüm okudum. ama aç olduğum için girip bişiy yazamadım. :))) Artık daha sık görüşeceğimize eminim :)

Elif Gizem dedi ki...

Tamamdır süper :)

beenmaya dedi ki...

sevgili elif gizem ben düşünmenin ve özlemenin getirdikleriyle onu il gördüğüm günden beri her gün yazıyorum :))))

Efsa dedi ki...

:)) beni dimiii :))))

Elif Gizem dedi ki...

Ne deli kadınlarız biz adamlar bu kadar sevildiklerini bilseler kapımızdan ayrılmazlar. Ama yine de burnumuzdan kıl aldırmıyoruz değil mi :)

Efsa dedi ki...

Benim sevdiğim adam yeryüzünde yok :)) şimdi yazdığım adamı bulmaya kalksam aptallık derecesinde bir iyimserlik yapmış olurum. :)))

Elif Gizem dedi ki...

En azından hayaline giydirdiğin bir beden vardır belki de :)

losstime dedi ki...

emin olun bilipte ayrılan çok olur kapınızdan..erkek milleti böyle gamsız olur :)...
sürekli geri sarmak kaçanın değerini anladığına delalettir bence

Elif Gizem dedi ki...

Haklısın bu ihtimal de var. O yüzden sadece kendi içimizde kalalım geri sararken de :)