Hoş bir yazı...
Kadın mısın, erkek misin bilmiyorum ama bu yazı sana... Kadın aşk ve seks bir arada olsun ister... Tıpkı romantik komedilerdeki gibi...Yani kadın her daim hem aşık olacağı hem de sevişebileceği bir Hugh Grant ister hayatında...
Erkekse hem eteğine, saçına karışabileceği bir sevgilisi, hem de bir haremi olsun ister...Ne sevgiliden vazgeçmek ister, ne hareminden...
Aşık olmak sadece erkeğe yakışır...Kadına mı? Kadına asla...Kadına yakışan salt aşktır...Aşık kadın "nasıl olsa bitecek" sezgisiyle hareket eder...Aşık erkekse "sonsuza dek sürecek" yanılgısıyla...
Kadın için seks erkeği kendine bağlamada kullandığı bir para birimi gibidir... Kadın hiçbir zaman bu para değer kaybetsin istemez... Kadın piyasalar kadar kırılgan, bileşik endeks kadar değişkendir... Hayatını hiçbir zaman sabit bir kura bağlamaz...
Erkek içinse seks kendisini bir kadına bağlamasındaki en değerli yatırım fonudur. Erkek bu fonu hiçbir zaman bozdurmak istemez...Çünkü erkekte seks her daim dalgalı kur sistemine göre işler... Bir iner, bir çıkar...Bir çıkar, bir iner...
Bir erkek doyduğu için kadınından bıkar...
Bir kadınsa doyamadığı için erkeğinden sıkılır... Bu ikisi arasında çok büyük farklar vardır...
Kadın erkeğin ona kul köle olmasını ister...
Olunca da ondan nefret eder...
Erkek ise kadının kendisine köle olmasını istemez...
Olunca da onu sever...
Erkekler deli gibi aşık olurlar ve zamanla akıllanırlar...
Kadınlar ise akıllı gibi aşık olurlar ve zamanla delilirler...
Kısacası aşk ve seks, kadını ve erkeği farklı etkiler...
Herkesin aradığı aşkı ve seksi bulması dileğiyle...
Güle güle kadın...
Güle güle erkek...
* Mailime gelen bir alıntı...
16 Kasım 2009 Pazartesi
15 Kasım 2009 Pazar
Hiç anlamadın
Sana dair yazılanları göremeyecek kadar körsün sen.
" Zamanın birinde,
Çok ötelerde...
Biz,
İkimiz seninle
Kilimden evimizin,
Anne ve babası olmuştuk değil mi?
Üşüdüğüm anlarda,
Masa örtülerini sıkıca çekerek ısıtmaya çalıştığın...
Bugün...
Şimdi...
Nedendir bilinmez, aklıma geldin.
Özlediğimi hissettim..."
Çok ötelerde...
Biz,
İkimiz seninle
Kilimden evimizin,
Anne ve babası olmuştuk değil mi?
Üşüdüğüm anlarda,
Masa örtülerini sıkıca çekerek ısıtmaya çalıştığın...
Bugün...
Şimdi...
Nedendir bilinmez, aklıma geldin.
Özlediğimi hissettim..."
* Ve insanların hayatında nefret ettikleri şeyleri yapmakta üzerime yok haklısın.
13 Kasım 2009 Cuma
Yüzleşme
Doğum günüm yaklaşıyor ve nedense insana bu dönemlerde insanın kendisi ve kendisini üzen sevindiren insanlar ile yüzleşesi geliyor.
Mesela sen; seni kardeşim gibi sevdim, yüzünü görmeden. Maddi manevi gözüm kapalı güvendim.
ve sen; utanmadan bana onca şeyi söylerken evli olduğunu nasıl buldum diye merak ediyorsundur eminim. Telefon numaranı yazınca kabak gibi karının iş telefonu ve ev telefonunuz bile çıkıyor verdiğiniz araba ilanından. Bu arada aracının sigortasını nereden yaptırdığına ve eşinin tc sine kadar biliyorum. O sinirle bunları kullanmadığıma yat kalk dua et sen. Senin kadar yüzsüz, iğrenç, yalaka, şerefsiz bir insanla tanışmadım ömrümce. Allah da tanıtmasın.
Sen; Allah seni de bildiği gibi yapsın.
Sen ise; desteğin, dertli anlarımda beni dinleyişin, bana kocaman sarılmalarınla iyi ki varsın. Aynı masada kahve içmek dileği ile...
Ve sen; sende iyi ki varsın... Bana yazı yazarken püf noktaları öyle güzel veriyorsun ki, hep anlat istiyorum.
Sende; iyi ki varsın, bugün bile konuştuk seninle, farklı şehirden yüzünü görmeden de sana güvenebileceğimi hissediyorum. Bu nedenle de çekinmeden anlatıyorum çoğu şeyimi. Benzemesek de gülüşmelerimiz bile çok güzel.
Seni de sevmeli miyim, yermeli miyim bilemiyorum.
Mesela sen; seni kardeşim gibi sevdim, yüzünü görmeden. Maddi manevi gözüm kapalı güvendim.
ve sen; utanmadan bana onca şeyi söylerken evli olduğunu nasıl buldum diye merak ediyorsundur eminim. Telefon numaranı yazınca kabak gibi karının iş telefonu ve ev telefonunuz bile çıkıyor verdiğiniz araba ilanından. Bu arada aracının sigortasını nereden yaptırdığına ve eşinin tc sine kadar biliyorum. O sinirle bunları kullanmadığıma yat kalk dua et sen. Senin kadar yüzsüz, iğrenç, yalaka, şerefsiz bir insanla tanışmadım ömrümce. Allah da tanıtmasın.
Sen; Allah seni de bildiği gibi yapsın.
Sen ise; desteğin, dertli anlarımda beni dinleyişin, bana kocaman sarılmalarınla iyi ki varsın. Aynı masada kahve içmek dileği ile...
Ve sen; sende iyi ki varsın... Bana yazı yazarken püf noktaları öyle güzel veriyorsun ki, hep anlat istiyorum.
Sende; iyi ki varsın, bugün bile konuştuk seninle, farklı şehirden yüzünü görmeden de sana güvenebileceğimi hissediyorum. Bu nedenle de çekinmeden anlatıyorum çoğu şeyimi. Benzemesek de gülüşmelerimiz bile çok güzel.
Seni de sevmeli miyim, yermeli miyim bilemiyorum.
Seni de her daim hayatımda olacaklar listesinde görüyorum ben zaten.
Seni de tanıdığıma memnunum. Bu aralar bana alındığını hissetsem de, asla yerin diğer arkadaşlarımdan farklı değil.
Ve yine sen, seni çok sevmiştim.
Mesela sen, bana çok benzesen de sen çok yalakasın.
12 Kasım 2009 Perşembe
Gelecek olana yani sana...
Ayaküstü olmasın aramızdakiler
Ayaküstü olmasın aramızdakiler
Sevmeye, sevişmeye ve paylaşmaya geç kalmadan kalmalısın benimle.
Yaşayarak, yaşatarak, sil baştan öğreterek yada hatırlatarak.
Aynılarımızla ve ayrılarımızla bir bütün olarak, tadarak, konuşarak anlamlandırmalıyız kendimizi.
Bir bütünün parçaları olup, ama hiç yarım kalmayarak...
Efsanın özel notu: Bilmiyorum bir gün gelirde varlığından haberdar olup, okur musun bunları? Ama olursa, okursan sadece bil istedim...
Bence bu yazı böyle yarım kalmamalı, daha yazılmalı...
11 Kasım 2009 Çarşamba
10 Kasım 2009 Salı
9 Kasım 2009 Pazartesi
3 Kasım 2009 Salı
2 Kasım 2009 Pazartesi
1 Kasım 2009 Pazar
Sevdiğin bir insanın nasıl bu kadar güzel kokabildiğine,
Yeşil eriğin neden bu kadar güzel bir meyve olabildiğine,
Birde mevsiminde çıkan meyveye "aaa ciddimi gelmiş mi pazara" diyebilen kendime :)
El işçiliği güzel olanlara,
Babamın bu yaşında hala nasıl bu kadar güçlü olabildiğine,
X kişi ne çok şey biliyor? Hafızası ne kadar güçlüymüş? dediğim herkese,
Bebeğimin hareketlerine ve bir çocuğun bilmiş konuşmasına,
Fıkra anlatabilenlere,
Tiyatroda rollerin nasıl bu kadar uyumlu dağılımına,
Televizyonun nasıl gösterdiğine,
Bir erkeğin elinin arasında elimin kaybolmasına, Uçağın uçabilmesine,
Resimlerde çoğu zaman güzel çıkabilmeme,
Ama bezelyenin çıkamamasına,
Hazır cevap kişilerin nasıl bu kadar çabuk düşünebildiğine,
Annemin her iki elini birden mükemmel kullaşına,
Birinin yanağını öptüğümde, neden onu bir taraftan kokladığıma,
Bazen gülümsemenin bir çikolatada saklı olduğuna,
İçimdeki büyümek istemeyen kıza,
Her zaman gülümseyebilmeme,
Çiçek seven kadınlara,
Öküz gibi yiyip kilo almayanlara,
Sevgilisine otu boku aldıran kadınlara,
Kirpiklerimin bu kadar çok dökülmesine,
Beni incitenlerin başına sürekli bir şeyler gelmesine,
vs. vs. şaşkınlığı yaşayan bir insanım. Şaşırmak güzeldir. :Pp
Yeşil eriğin neden bu kadar güzel bir meyve olabildiğine,
Birde mevsiminde çıkan meyveye "aaa ciddimi gelmiş mi pazara" diyebilen kendime :)
El işçiliği güzel olanlara,
Babamın bu yaşında hala nasıl bu kadar güçlü olabildiğine,
X kişi ne çok şey biliyor? Hafızası ne kadar güçlüymüş? dediğim herkese,
Bebeğimin hareketlerine ve bir çocuğun bilmiş konuşmasına,
Fıkra anlatabilenlere,
Tiyatroda rollerin nasıl bu kadar uyumlu dağılımına,
Televizyonun nasıl gösterdiğine,
Bir erkeğin elinin arasında elimin kaybolmasına, Uçağın uçabilmesine,
Resimlerde çoğu zaman güzel çıkabilmeme,
Ama bezelyenin çıkamamasına,
Hazır cevap kişilerin nasıl bu kadar çabuk düşünebildiğine,
Annemin her iki elini birden mükemmel kullaşına,
Birinin yanağını öptüğümde, neden onu bir taraftan kokladığıma,
Bazen gülümsemenin bir çikolatada saklı olduğuna,
İçimdeki büyümek istemeyen kıza,
Her zaman gülümseyebilmeme,
Çiçek seven kadınlara,
Öküz gibi yiyip kilo almayanlara,
Sevgilisine otu boku aldıran kadınlara,
Kirpiklerimin bu kadar çok dökülmesine,
Beni incitenlerin başına sürekli bir şeyler gelmesine,
vs. vs. şaşkınlığı yaşayan bir insanım. Şaşırmak güzeldir. :Pp
Kaydol:
Yorumlar (Atom)