2 Şubat 2010 Salı


Ağzıma tuzum gelene dek, farketmemek ağladığımı!

Gir sözlerimden içeri...

Gözlerimden...

Özlerimden...


İstersen hepsi ağlayıp, gülebilir senin için.
Biliyorsun.

Bazen benim yerime de düşündüğünü hissediyorum. Benim yerime karar vermendense, benim yerime düşünmelerini seviyorum.

1 Şubat 2010 Pazartesi



Kokunla baştan çıkmayı istemek oldu,

 Seni Sevmek!

Bir mihenk gibi yerleşmek aklına, hayatına, vücuduna...

Şu an tek istediğim şey bu.

Zaman geçti...

Bedenim büyüdü, kimlikteki rakamlarım büyüdü...

Ben büyüdümde; "içimde ki sevdanın yaşı" büyümedi.

Ne uzadı, ne kısaldı...

31 Ocak 2010 Pazar


Varlığınla dolan 1. ay...

29 Ocak 2010 Cuma


Bir gün bir başka kadın: "karanlığın gölgesinden birhabersiniz" dedi bana.

Ona bakıp "gözlerimiz karanlığa daha alışamadığındandır" demiştim...


Acının gözbebeklerine bakarken yakaladım gölgeni.

Ayna gibiydin...

Aynı karede olmaya çalışmalısın benimle.

Aynı çerçeve içinde,

yanıbaşımda,

sıkıca,

sapasağlam.


Bir mektup yazmalısın kendi el yazınla,

emeğin ile,

yüreğin ile...

Akan satırlarda bulmalıyım kendimi ve seni.



Ben bazen ne kadar çok borçlu kalmışım kendime...!



Dilimin kalemime vurmuş hali :)

Sözlerini anlamadığım yabancı şarkılar gibi.

Hani anlamlarını bilmsen de, anlarsın ya içinin acıdığını kelimelerin...

Ellerin ellerimde dile gelse;

Usulca sokulsa parmaklarım sana,

"nerede kaldın" dese...

Sandıklarda naftalinler arasında boğulamayacak kadar değerlisin.

Göz önüne konulamayacak kadar da.

Bazen, gözümden sakınmayı istemek...


Seni sevmek!

Ayrlırken en son gözümden öptün. Sanırım senden en son kalanları o şekilde göndereceğimi biliyordun. Nasıl önce gözlerime girdi isen; o şekilde gittin bedenimden.

Kemoterapideyim.
Bende sevdiğin yerlerimi çizdim.
Delip geçen gözlerinin ışığında iyileşmeyi umarak...
"Anlat bana, esir, seni bağlayan kimdi?"

Esir, "Efendimdi", dedi.
"Servet ve iktidarda dünya yüzünde herkese üstün olabileceğimi sandım
ve hükümdarıma ait olan paraları kendi hazine odamda biriktirdim.
Uyku bastırınca, efendime hazırlanan yatağa uzandım;
uyanınca kendimi kendi hazine odamda mahpus buldum".

"Söyle bana esir,... bu kırılmaz zinciri kim döğdü?"

Mahpus, "bu zinciri ben kendi ellerimle döğdüm" dedi, 
"yenilmez kuvvetimin bana rahat bir serbestlik vererek, alemi tutsak edebileceğini sandım.
Böylece muazzam ateşler ve insafsız, sert vuruşlarla bu zincir üzerinde gece gündüz çalıştım. 
Halkalar tamam ve kırılmaz olup nihayet iş bittiğinde, kendimi ona sımsıkı bağlı buldum."




Rabindranath Tagore

28 Ocak 2010 Perşembe


- "Maskesizliğimle maskeleniyorum onlar arasında" dedi kadın...



Kendisinin neden böyle safça davrandığını merak edip duran, arkadaşına bakarak..

Gidenin tek yaptığı şey, vakti gelene dek kalan olmaktır.