18 Ekim 2010 Pazartesi

 
"Hayatım içimden geçen cümleler içinde geçti" demişti ya Murathan Mungan bir kitabında;
 
Sen ise sevgilim, ne içimden geçebilmiştin, nede hayatımdan!
 
 

15 Ekim 2010 Cuma

"Adı yalnızlık olan, okumadığın bir şiiri daha yırttım"
demiş yazar...

“Birbirimiz için yanlış kişiler olduğumuzu söyleme. Biz başka hiç kimse için doğru kişiler değiliz.”

*The Cutting Edge

Sen fotosentez yapıyordun kendi hayatınla,
Ben uzaktan sadece seyrediyordum.

Hayat diyordum sana.
Adına aşk diyordum.

Sanki farklı duraklarda bekliyorduk aynı otobüsü.
Trafik hızla akıyordu...

Elimden tutmamandan korkuyordum.
Hayat diyordum değil mi?
Hayatım...
Bir prospektüsten ibaret olsun istemiyordum...

14 Ekim 2010 Perşembe


Defalarca bıkmadan okumak istediğim kitaplar gibiydin..
Oysa ben seni okumak değil, sana dokunmak istiyordum.


Ayağımın havada kalmasına izin vermedin.
Hep sağlam basma endişesi yaşattın bana yanında!

Belki de;
"İşte bu yüzden"

Ben 2 yıldır seni düşündüğüm, seni yazdığım, seni yaşadığım o koltuktan kalktım.
Sonra bitti bu hikaye.


Çok baktım, yanıldım!

Belki de,
"işte bu yüzden"

12 Ekim 2010 Salı

Boynuna taktığın bir aksesuar gibiydi senin yalnızlığın...
Gece olunca, kim kimi takıyordu, kim kimi çıkarıyordu...
 belli olmuyordu! 

Şimdi desemki;
"cennetimden bir kat sunmak istiyorum sana"
...
Ne dersin?
İçime girer misin?


Her bıçak, her adım, her yol kendime artık, ona değil.

Adımlarımı değiştirdim sevgili arkadaşım, ona ayak uydurmayı denerken kendimden geçtiğim, tökezlediğim, hangi yöne gideceğimi bilemediğim günleri geçtim.

Ayak değiştirdim.
Kendimi gülümsetmek için bazen sekebildiğimi keşfettim.


11 Ekim 2010 Pazartesi

Bir zamanlar saçlar zülüftü...
Sonraki yıllarda bakan gözde kıl olarak değişti adı.


Kelimelerin, okşayışlarınla ters orantılı kaldı...
Biri beni sımsıkı tutarken, diğeri hoyratlaştı.
Biri kibarlaştıkça, bir diğeri kabalaştı...


Oysa ben sadece üflemiştim.
Ne garip, cereyan yaptı kasıklarında nefesim.


9 Ekim 2010 Cumartesi

ödenilen bir çok bedelin ucundan, bucağından, kuyruğundan tutmamayı öğrendim. peşimden gelmelerine izin vermedim.

8 Ekim 2010 Cuma


Bazen direk söylemek gerek,
Lafı fazla uzatmamak gerek..
 En basitinden; beğendiğin filmleri benim için ayır ve sakla.
Hayatına dahil olmak istiyorum ben.



7 Ekim 2010 Perşembe


Yanlış iliklenen bir gömlek düğmesi gibiydin.
 Ben seni hep yanlış zamanda, yanlış deliğe geçirdim.

Belki de;
"İşte bu yüzden"


6 Ekim 2010 Çarşamba

Şehirler gibi kokan adamlar sevdim...
Şehirler gibi adamlar yazdım sayfalara...
Biri birini tutmadı.
Kimse onun kadar İstanbul olamadı mesela.
Durup düşündümde
Ben hiç Ankara gibi bir adama aşık olmamışım.



5 Ekim 2010 Salı


Anlamıyorsun değil mi?
Ekmeğime kan doğrandı sanki. 
Bir martı kondu omzuma,
Gagasında çiğ bir balıkla..
O çiğnedikçe, ben kustum. 

Zehir gibi sızdın,
Tadıma nükleer enerji gibi karıştın... 
Sızıntıların kaç yıl geçse bile hücrelerimde.
Biter mi?
Geçer mi?
Bir gece kaçtı gözümün ferine,
Bir de sen..

Kıymık misali batmakta.
Göstersemde göremiyor diğerleri..