23 Aralık 2010 Perşembe

Ay yerine sana tutuldum.
Tutuştum en ufak bakışınla.
Yanıklarıma merhem olur musun?


22 Aralık 2010 Çarşamba


Denizin üzerinde hiç sektiremeğim, taşım...
Daha sevincini yaşayamadan, içime oturuşunu daha nasıl anlatayım.

"Saçlarında pembe bir panjur saklıyorsun bilmeden. Bunu az önce saçlarını koklarken fark ettim."

* Rahman Yıldız
Hani çektiğim acıdan bir nebzede olsa kurtulmak istercesine, kesmek istediğim saçımsın...
Ama sana kıyamıyorum.
Lanet olsun!


Sen...
Suskunluklarımı tamamlayan bir döngüydün.
Aslında biliyordum, içindeki kül edici ateş yüzünden ağır bir maskenin ardına saklandığını.
Biliyordum bütün bu kimliklerinden sıyrıldığında ve çıkardığında maskelerini, anımsadığın yüzden hoşnut olmadığını.
Ama hayrandım işte sana, sözcüklerinle beni sımsıkı sarışına.
Bazı anlar öylesine kendin oluyordun ki, işte diyordum sonunda keşfetti kendini.
Ateşi ile kendini yakmadan, hükmedebildi.


"Haricen kullanılır" ibaresi taşıyan bir ilaç gibiydin.
Yapacaklarını, bende bırakacaklarını hiç umursamadan tenime işlemeni bekledim önce. 
Sonra sızılarımı dindirmeni hissettim adım adım.
Kendimi senin akışına bırakırken, kapıldığımdan daha çok derinlere batacağımı bilemedim.
Belkide psikolojik olarak etkine, tepki vermeye baştan yeminliyim sevgilim...

21 Aralık 2010 Salı

Ağzım, yüzüm bu kadar siyahken, beni teninle ağartır mısın?


Çünkü; tüm öznelerim, özlemlerim olurdu...
Çünkü, ben her zaman yalnızlık kokan adamlara aşık olurdum...

Vatanım saydığım teninden, sürgün edilmiş bir kadınım artık...
Bayramın olsun...

Beynimdeki Ur' a


Bu nasıl birşeydi biliyor musun?
"ah" gibiydin, öyle düştün yüreğime...
:(

20 Aralık 2010 Pazartesi

Allah' tan tek dileğim;
dilerim,
ölene dek boğazında düğümlenirim!!!

"Bir ateistin her düşüşünde -Allah- dediği gibi sayıklıyorsun ismimi.. Biliyorum"

demiş ya Küçük İskender! 
Seninkide o hesap, biliyorum...

Kadın: öper misin beni?...
Adam: soru mu, istek mi :)... 
Kadın: istek


"Yalnız kalmaktan daha kötü şeyler de vardır hayatta, ama genellikle bir ömür alır bunun farkına varmak, o zaman da çok geçtir ve çok geçten daha kötü bir şey yoktur hayatta"

Benden uzakta, her nerede, ne şekilde yaşarsan yaşa, ama şunu hiç unutma; "insanların gereksiz yere sormadan, etmeden kendi kafasında kurduğu düşünceleri değiştirecek değilim asla"...
 Sadece bazen arkadaşlıklar öyle kolay kurulmuyor. Böyle bitmesin dediğin şeylerin, iyiniyetlerinin altında haksız yere eziliyorsun. Tek dileğim bir gün söylediklerinin boğazında kalması... Çünkü cidden suçlayacak en son kişiyi suçluyorsun, kendi aklına gelenler yüzünden.. Aramızdaki fark bu işte, dervişin fikri neyse zikri de o oluyor.


* C.Bukowski

17 Aralık 2010 Cuma

Aslında birer mumyadan farksız değildik ikimizde, birbirimizde!

Öyle bir adam olsun ki...

Aynı yastıkta kocamalı onunla...
Öyle bir adam işte...
Bir adam görüyorum düşümde... bir adam... Beni durmadan kendine ilikleyen?

İstediğin mektubun hiç gelmemesi gibi..
postacının arkasından bakakalman gibi..
Hani belki der gibi..

15 Aralık 2010 Çarşamba


"sana bir boyun atkısı gerek. çünkü kış geldi"*
demedi kimse...

Belki de
"İşte bu yüzden"

* Turgut Uyar

Ateş oldum.. Yanar oldum
Gönül verdim ya

Şarap oldum.. Kadeh oldum
Yere düştüm kırıldım

Aşk ateşi iki kurşun.. Birin aldım ya

Uçtum kondum.. Uçmaz oldum..
Kuş gönlüne sığındım

Beşik ardım.. gurbet oldu..
Sine oldum vuruldum

Oğul gördüm.. Kızım sevdim
Gönül aldım ya..

Çocuk oldum.. Neler umdum..
Neler buldum yoruldum

Aşk ateşi iki kurşun.. Birin aldım ya

Küstüm sustum.. Sormaz oldum
Ağlar oldum..  Kavruldum

Sevdiklerim eller aldı..Yad ellere savruldum