Süreceğiniz hiçbir ilaç "pan" olamaz zehrime. Bu nedenle çok da uğraşmamalısınız bence!!
25 Ocak 2011 Salı
Şu aralar istediğim;
Canımın acıması pahasına can acıtmak..
Belki karakalem çalışmalarım gibi verdiğim emeklerimi, yırtıp atmak en dip köşeye...
Bir daha el sürmemek, yakmak, yok etmek, geride hiçbir kül bırakmamak..
Hayatımda her daim hep ince düşünen ve kimseyi kırmak istemeyen, hep şans veren bir insan oldum. İçimdeki sevilme kaygısı yüzünden, benden kimsenin uzaklaşmasına izin vermedim, veremedim. İyi niyetle yaptıklarımın beni saf olarak göstermesine müsaade ettim. Ama bir tek şeyi hiç içim sızlamadan yapmasını bildim. Bir şeyi prensip olarak gördüysem bunu asla değiştirmedim. Asla sözümden dönmedim.
Kimse bilmedi.
Ben hiç pişmanlık duymadan, canımın acıması pahasına can acıtmayı çok güzel beceririm.
Kimse bilmedi, bu kimsenin bilmediğini anlamasını da beklemiyorum elbette. Ben sırf onların sesini duymamak adına 5 gün boyunca kızımı aramayan bir anneyim.Ve ömrümce prensip olarak saydıklarımı, her şeyin ötesinde tutmasını bildim. Onlarla muhattap olmaktansa, "kızım için bile olsa" bir şeylerine minnet etmektense, bundan mahrum bırakırım kendimi daha iyi.
1 aylık bir zaman diliminde iki kişi canımı çok kötü yaktı. Buna şükür elbette. Bundan asla şikayet etmiyorum. Ama onları da affetmiyorum. Şimdi onların canlarının acımalarını seyrediyorum. Yürekten dilediğim bir duanın ahı tutmuş gibi.. Ama yetmiyor. Beni bu derece sızlattıkları, bu derece ah ettirdikleri, bu kadar umursamaz olmama izin verdikleri için; her şey için bedel ödesinler istiyorum. İnşallah bu konuda ki ahım, gölgem, nefesim, gülümsemem yaşadıkları müddetçe onları takip etsin.
Şimdi çekilebilirsiniz.
Canımın acıması pahasına can acıtmak..
Belki karakalem çalışmalarım gibi verdiğim emeklerimi, yırtıp atmak en dip köşeye...
Bir daha el sürmemek, yakmak, yok etmek, geride hiçbir kül bırakmamak..
Hayatımda her daim hep ince düşünen ve kimseyi kırmak istemeyen, hep şans veren bir insan oldum. İçimdeki sevilme kaygısı yüzünden, benden kimsenin uzaklaşmasına izin vermedim, veremedim. İyi niyetle yaptıklarımın beni saf olarak göstermesine müsaade ettim. Ama bir tek şeyi hiç içim sızlamadan yapmasını bildim. Bir şeyi prensip olarak gördüysem bunu asla değiştirmedim. Asla sözümden dönmedim.
Kimse bilmedi.
Ben hiç pişmanlık duymadan, canımın acıması pahasına can acıtmayı çok güzel beceririm.
Kimse bilmedi, bu kimsenin bilmediğini anlamasını da beklemiyorum elbette. Ben sırf onların sesini duymamak adına 5 gün boyunca kızımı aramayan bir anneyim.Ve ömrümce prensip olarak saydıklarımı, her şeyin ötesinde tutmasını bildim. Onlarla muhattap olmaktansa, "kızım için bile olsa" bir şeylerine minnet etmektense, bundan mahrum bırakırım kendimi daha iyi.
1 aylık bir zaman diliminde iki kişi canımı çok kötü yaktı. Buna şükür elbette. Bundan asla şikayet etmiyorum. Ama onları da affetmiyorum. Şimdi onların canlarının acımalarını seyrediyorum. Yürekten dilediğim bir duanın ahı tutmuş gibi.. Ama yetmiyor. Beni bu derece sızlattıkları, bu derece ah ettirdikleri, bu kadar umursamaz olmama izin verdikleri için; her şey için bedel ödesinler istiyorum. İnşallah bu konuda ki ahım, gölgem, nefesim, gülümsemem yaşadıkları müddetçe onları takip etsin.
Şimdi çekilebilirsiniz.
24 Ocak 2011 Pazartesi
21 Ocak 2011 Cuma
20 Ocak 2011 Perşembe
19 Ocak 2011 Çarşamba
18 Ocak 2011 Salı
17 Ocak 2011 Pazartesi
14 Ocak 2011 Cuma
OndörtOcakİkibinonbir
Yokuz...
Birbirimizin hayatında olmaktan vazgeçeli günler; "ay" diye anılır oldu.
Birbirimizin hayatında olmaktan vazgeçeli günler; "ay" diye anılır oldu.
Varlıklarımızı tam yaşayamadan, yokluklarımızla erken tanıştık.
Sen, gerçektin! Salıncağımı asla yükseklere çıkartamayacağını biliyordun..
Geleceğe taşımak için, götürdüğümüz bir avuç su gibiydik. Ve sen kendi öngörülerinle bunun gerçekleşmeyeceğini düşündüğün için bana hiç umut veremedin. Taşıyabilir miydik bilmiyorum, ama kesinlikle denemeliydik...
Ve sen sevgilim, hislerini kendinde yaşatacak kadarda bencildin aynı zamanda. Ama biliyor musun, ketumluğunu anlamamı beklemen bence bana karşı yaptığın en önemli haksızlıktı. Sonunda duyguları birbirine fazla gelen iki insandan öteye gidemedik birlikte.
Sen, gerçektin! Salıncağımı asla yükseklere çıkartamayacağını biliyordun..
Geleceğe taşımak için, götürdüğümüz bir avuç su gibiydik. Ve sen kendi öngörülerinle bunun gerçekleşmeyeceğini düşündüğün için bana hiç umut veremedin. Taşıyabilir miydik bilmiyorum, ama kesinlikle denemeliydik...
Ve sen sevgilim, hislerini kendinde yaşatacak kadarda bencildin aynı zamanda. Ama biliyor musun, ketumluğunu anlamamı beklemen bence bana karşı yaptığın en önemli haksızlıktı. Sonunda duyguları birbirine fazla gelen iki insandan öteye gidemedik birlikte.
Oysa ki;
Uyanmak istedim seninle yeni güne. Ellerine, burnuna, alnına dokunmak istedim. Alnına adımı yazmak istedim en hayalperest halimle... Bir yazgıyı yazmakla, yaşamak arasındaki gerçektin. Ve ben o yazgıyı değiştiremeyeceğimi belkide baştan bilmeliydim...!
Ateşinle yanarken ve annemin kocakarı ilaçları merhem olamazken, kor olmakla, köz olmak arasındaki o ince çizgide debelenirken, senin için bir kozdan ibaret olduğumu düşündürttün! Bazen sana kızıp, hırslanıp küllerimden oluşan o dumanla boğul istiyorum anlıyor musun? Boğazımda bir düğüm gibi kalmana içten içe sinirleniyorum. Çok istemiştim... Harflerine tutunmaya, kelimelerinde kendime dair yer açmaya, yarına dair umutlar tazelemeye hazırdım! Hevesimi kursağımda bıraktın...
Ateşinle yanarken ve annemin kocakarı ilaçları merhem olamazken, kor olmakla, köz olmak arasındaki o ince çizgide debelenirken, senin için bir kozdan ibaret olduğumu düşündürttün! Bazen sana kızıp, hırslanıp küllerimden oluşan o dumanla boğul istiyorum anlıyor musun? Boğazımda bir düğüm gibi kalmana içten içe sinirleniyorum. Çok istemiştim... Harflerine tutunmaya, kelimelerinde kendime dair yer açmaya, yarına dair umutlar tazelemeye hazırdım! Hevesimi kursağımda bıraktın...
Zaman geçiyor. artık "geçire geçire geçirilen günler" diye nitelendirmiyorum onu. Garip bir biçimde yokluğunla yaşamayı ve buna alışayı öğrendim. Sanki hala benimsin gibi.. Sana kızarak kusmak istediğim tüm kelimeler köşelerine çekilmiş gibiler. Seni yok saymaktan vazgeçtim. Yokluğunu kabullendim.
İçimde zerre pişmanlık yok.. İyi olduğunu bilmek yetecekmiş gibi geliyor şu sıralar.
Sen iyi ol, bende olacağım...
İçimde zerre pişmanlık yok.. İyi olduğunu bilmek yetecekmiş gibi geliyor şu sıralar.
Sen iyi ol, bende olacağım...
Kaydol:
Yorumlar (Atom)