Çünkü insan yarayı açanda sarmak ister yaralarını, diğerleri sadece merhemdir.
3 Haziran 2011 Cuma
31 Mayıs 2011 Salı
26 Mayıs 2011 Perşembe
Ne içimden geçtin, ne hayatımdan..
Bu kadardı!
Şimdi zaman vücudumda bir akrebin hızı ile ilerliyor.
Kalıtımsal bir hastalık gibisin sen bana.
Her seni içimden aldırdığımda, bir yerlerden fışkıran.
Ama biliyor musun, bu kez farklı.
Hani her defasında "yeter / yoruldum" dediklerimden çok çok farklı.
Kabullenmişliğin getirisinde, ilk kez bu kadar yoğun hissettiğim bir aşağılama duygusu.
Bahane buluşlarımın ardından, kendimle eşit derecede sana kızmalarım.
Önemli olan bendim,
hani şu her seferinde sen mutlu olasın diye ertelediğim...
25 Mayıs 2011 Çarşamba
24 Mayıs 2011 Salı
23 Mayıs 2011 Pazartesi
size,
bu odanın alacakaranlığından, okyanusundan, beni boğan dalgalarından, tenimde kalan tuzundan ve yastıklarda kuruyan gözyaşından hiç bahsetmedim.
size,
"nasılsın" diyerek başlayan telefonlarınıza, beyaz bembeyaz tabiatımla 'iyiyim' diyorum.
Yani aslında korkuyorum.
Bütün bunlar kıyamet, bütün bunlar cinnet, bütün bunlar cinayet demeye
Bir daha düzeltilemeyecek sözler söylemeye korkuyorum.
Telefonla birlikte ışığı da kapatıp bol şanslar deyişiniz, şanslar deyişiniz, deyişiniz çınlarken içimde, bunun beni ne kadar kırdığından hiç bahsetmedim.
Bahsetmediğim çok şey var daha.
Yaz çiçekleri, cam çiçekleri ölüyor
Akşamın altını, gümüşe dönüyor
Bunlar da önemli elbette
en az,
bana ihaneti öğrettiğiniz, bana kanatlarımı bıraktırdığınız kadar.
* Birhan Keskin
19 Mayıs 2011 Perşembe
18 Mayıs 2011 Çarşamba
16 Mayıs 2011 Pazartesi
10 Mayıs 2011 Salı
9 Mayıs 2011 Pazartesi
6 Mayıs 2011 Cuma
25 Mart 2011 Cuma
Uzun yıllar önceydi..
Hatırlıyordum..
Adıyla başlamıştı her şey..
Ben o zamanlar, onun adındaki bir ses düşmesiydim sadece..
Önceydi işte..
Kelimeler bile kendilerine sahip ararlardı.
Onu uyurken izlerdim.
Gülümsedikçe ilk bahar kokan nefesini dinlerdim..
Nefesinde hissedilen med cezirleri..
Sevişirkenkileri andırıyordu her bir alıp verişi..
Onu uyurken izlerdim..
Sonra bir gün, bir kelebek kondu nefesime..
Uyudum..
Unuttum..
Zaman geçti..
Kulağımdaki tınıya rağmen uyandırılmak istemeden uzanıyordum..
Sersemleşmişcesine kalktım yattığım yerden.
O ise köşe bucak olmuş, adının eksik parçasını arıyordu.
Beni sadece bu yönde arıyordu..
Anlamıştım bir boşluğu dolduracak biri olduğumu ve hiçbir zaman daha fazlası olamayacağımı.
Onu beni ararken izledim..
Kendimi onun için çırpınırken hissettim..
O çok uyutulduğu, çok büyütüldüğü için benim masallarıma karnı toktu.
Bu yüzden noktayı koydu kızın masalına.
Aylar geçti..
Masalı yazan kız adamı, en çok kendine anlattı.
Söylenilen sözler, gözlerini her acıttığında..
Kaydol:
Yorumlar (Atom)