5 Ekim 2011 Çarşamba


Bir sevgi ya vardır, ya yoktur!!
Bir insan seviyor gibi konuşup ama umurunda değilmişsin gibi davranıyorsa ve tüm bunlardan sonra seni suçluyorsa, orada büyük bir kaya parçası vardır. 

İnsan karşısındakinden görmek istediği davranışı, kendisi yapmıyorsa; karşısındaki de bu davranışlara karşı yorulup, elini eteğini çekmişse, asla ama asla kızmaya hakkı yoktur. 

Bunun adına ilişki denemez ve bir tarafa hep yazık eder.

Hayatımda yarattığın boşluğunu doldurmakta bir adım öteye gitsem de, hala bunun sonuçlarına katlanmakta zorlanıyorum.

İçime öyle birden bire değil, yavaş yavaş girmeyi seviyordu.
Kımıldayacak yer bırakmadan, ama bilakis zorlamadan!
Yerleştikçe içindeki hırs azalıyor, bir ifade ararcasına yüzüme bakıyordu.
Bense o sırada gözbebeklerinin büyümesine odaklanıyordum. 
O siyahlık büyüdükçe, sanki kendiside içimde daha fazla yer ediniyordu. 
Yüzü değişiyordu...
Karşımda başkalaşan adama bakıp hiç haraket etmese bile haz duyabilecek kadar 

26 Eylül 2011 Pazartesi


Masal tadında bir sen varmışsın... 
Dinledikçe seni; koynunda uykuya dalası gelirmiş insanın…


Ben kalbinin içindeyim. 
Oralarda, açıkça görünmeyen, şu an kendinden bile gizlediğin bir yerde. 


Varlığım sen istemesen de orada olmaya devam edecek.
Ta ki bana ulaşana dek..


Mesela biz sevgilim. 
Ayrı yastıkların insanlarıyız seninle. 
Asla yan yana, üst üste gelmeyecek yastıklarımız.
Yanı başımda oluşan çukur sana ait olmayacak

22 Eylül 2011 Perşembe


"-Sana bir armağanım var Evey, ama bunu vermeden önce bir şey isteyeceğim, benimle dans eder misin? 
-Şimdi mi? Devrim gecesinde dans mı edeceğiz?
-"Dans etmeden yapılan devrim, yapılmaya değer değildir."
-Çok isterim..."
 

* V...

İçinde bir yerlerde çıkmaz bir sokak varsa, ben orada kaybolmak istiyorum.

"Marla! Damağındaki o küçük yara, dilinle oynamasan hemen geçecek. 
Ama duramıyorsun, oynuyorsun."



"küller güzeldir" dedi kadın..
O grimsi tozu aklıma getirip şaşırarak "nasıl yani" dedim..

"küller güzeldir, çünkü içinden prensesler, kuşlar doğar" dedi..



"Hoşça kal, dedi, eğreltiotu, hoşça kal!"


* İlhan Berk

Düzen içerisindeki her şey akar. 
Sıvılar, sıvalar, salyalar akar.. 
Bacalar, çatılar, organlar, yollar, hayatlar, 
bir inanç uğruca nice kanlar akar..

İçimizde ızgaralar, mazgallar var.
Ama bazen kendimize bile fazla gelip, taşabiliyoruz...
Kuralsız gelişiyor ve sınırı yok.


"su birikintilerinin ağaçlandığı eski bir sokağın tarihinde şöyle yazdı: 'her şey sonraya kaldı.'"

* Edip Cansever

21 Eylül 2011 Çarşamba


Tek yönlü bir şeritten farkımız yok artık..

20 Eylül 2011 Salı


Eski bir Türk Filmi sahnesinde bulduğum, seni seviyorum..
Düşlerim ağrıyor!
Ben seni dişetlerimdeki iltihap kadar,
şeytan tırnağım, kırık saç uçlarım kadar seviyorum..

Suya girince buruşan ellerim,
sancılı sivilcelerim kadar..

Açılmayan telefonlarım,
En sevdiğim kıyafetimin izinsiz giyilip, ters çıkarılması kadar seviyorum..

Tüm kötülüklerin içinde iyiliği görebilecek kadar
Tüm çoklarım, varlarım, olmazlarım, hayırlarım kadar..
Beyazlarını giyinip çamura bulanmak kadar..
"Ah" larım, yarım kalmışlıklarım, yaşanmamışlıklarım kadar..
Öznelerim, yüklemlerim, tümcelerim kadar..
Anlatamadığım hislerim, tutkum, onurum kadar..
Ben seni çok seviyordum!!

Şimdi artık çık git beynimden!
İnan geleceğim sızlıyor!! 

.

19 Eylül 2011 Pazartesi



Kaldır çenemi.. 
Dudaklarım başparmağına hasret bugünlerde..

Hayatımda gerçekleri saptırdığım, yalanların ardına saklandığım nadir anlarım..
 Ve bunları anlatıp, uzaklaştığım canlarım var..

Ama pişman değilim.. 
Başında olmasa da, sonunda hep doğru olanı yaptım..


Boşluktayken, yerine koyduğunuz insana dikkat edin. 
Çivi çiviyi kökünden söker bazen.

Bazen, geride bıraktıklarıma dönüp: "neden" demek istiyorum. 
'Bazen' hissi geçiyor sonra