20 Aralık 2011 Salı



Hepimiz biliriz. 
Ama bazen duymaya ihtiyacımız olan bazı şeyler vardır.. 

"Gözlerin gözlerime değince 
Felaketim olurdu, ağlardım 

Beni sevmiyordun, bilirdim 
Bir sevdiğin vardı, duyardım 
Çöp gibi bir oğlan, ipince 
Hayırsızın biriydi fikrimce 
Ne vakit karşımda görsem 
Öldüreceğimden korkardım 
Felaketim olurdu, ağlardım 

Ne vakit Maçka'dan geçsem 
Limanda hep gemiler olurdu 
Ağaçlar kuş gibi gülerdi 
Bir rüzgar aklımı alırdı 
Sessizce bir cigara yakardın 
Parmaklarımın ucunu yakardın 
Kirpiklerini eğerdin, bakardın 
Üşürdüm, içim ürperirdi 
Felaketim olurdu, ağlardım 

Akşamlar bir roman gibi biterdi 
Jezabel kan içinde yatardı 
Limandan bir gemi giderdi 
Sen kalkıp ona giderdin 
Benzin mum gibi giderdin 
Sabaha kadar kalırdın 
Hayırsızın biriydi fikrimce 
Güldü mü cenazeye benzerdi 
Hele seni kollarına aldı mı 
Felaketim olurdu, ağlardım"

* Attila İlhan

15 Aralık 2011 Perşembe


"Talih o usta orospu almaz yatağına yoksulu!"


* William Shakespeare

13 Aralık 2011 Salı


Düşün ki; bir yorganın altındayım..
 Ve gece gece bana attığın mesajları okumayı özledim.


Çaya kaç şeker attığını hatırlıyorum, bu yeterli mi?


Boşluğa düştüğünde sarılacağı insan olmaktan vazgeçtiğimde bitti o sevgi.

12 Aralık 2011 Pazartesi


Gerçekten özlediğini bilseydim, gerçekten hissettirebilseydin; çoktan yanına gelmiştim.

8 Aralık 2011 Perşembe


Elimde değil, merak ediyorum.
Kokun tadından güzel mi?



"- yeşil yandı, artık gitmeliyim."


7 Aralık 2011 Çarşamba


Biliyor musun?
Güldükçe ilkbahar kaçıyor sanki gözlerine..
Benim yüreğimde galalar filizleniyor.
Bir kuş uçuyor gökyüzüne,
Kabuğu kalkmış bir yaramın izleri daha siliniyor.
Gözlerine baktıkça yağmurları giyiniyorum sanki.
Islandıkça, saçlarımdan damlayan huzurla yeniden uyuyorsun dizlerimde.

Biliyor musun?
Sesini çok özlüyorum.Yüzüne dokunmayı özlüyorum.
Bir sokulsam diyorum koynuna!
Sokulsam geçecek sanki bu özlem.
Kokunla başım dönecek,
Kendimi tutmama gerek kalmayacak.
Daha kararlı, daha emin olacağım kendimden.

Sen adam!
Her nerede, ne şekilde yaşarsan yaşa,
Kokunu aldım ya bir kere,
Ne zaman o şehire gitsem, seni soluyacağım.

6 Aralık 2011 Salı


Şu sıralar, yazdıklarımdan ziyade "mademki" deyip sildiklerim daha çok.


5 Aralık 2011 Pazartesi


Ne mutlu, ne de üzgün olmaya..
ne sevmeye, ne de nefret etmeye.. 
ne beklemeye, ne de üstelemeye mecalim yok..

Kendimi çok yorgun hissediyorum.
Kimse dokunmasın.





Biliyor musun?
Çok da önemli değil, sen de değilsin.
Ama olabilirsin.
Aradaki fark da böyle bir şey.

1 Aralık 2011 Perşembe


Gidiliyor..
Arkana bakmıyorsun.
Dikiz aynasından bakar gibi bakılıyor, hayatının anlamı saydığın o varlığa...

30 Kasım 2011 Çarşamba


Saçlarımın okşanma ihtiyacı olmasını, şapkamla kapatmaya çalıştığım doğrudur..


Vakitsiz gidiyorsun hayatımdan.. 
Sormadan, sonrası olmadan..

25 Kasım 2011 Cuma



"İki kent arasındayım, biri bilmiyor beni, öteki artık tanımıyor."

* Roquentin

24 Kasım 2011 Perşembe


Sürekli birileri ile yatıp kalkarak ipin ucunu kaçırdığı insanlardan bıkıp da, yanına sığınmak isteyen erkekler çıkmıştı karşısına.. 


Hayatınızdan çıkmak isteyenleri, yanlış yere koyduğumuzu fark ettiğimizdeki üzüntüyü andırıyordu gözleri.. 
Biraz eksik, biraz hazin..

Dünden kalan bir ekmeğe ilişiyor gözüm. Bir kıyısından ıssırmışsın... 
Biz de mi böyleyiz seninle? 
İlk hali ile kalmayacak bir iletişimin içinde..


Bir kadını yargılamak, bir erkeği yargılamaktan çok daha kolaydır.
Çünkü kadın yargılanırken gelenekler, akıldan daha baskın çıkar.