7 Aralık 2012 Cuma


Gelecek olana, yani sana..

Koynunda yarınlarım var!

Kendisine koyduğu kuralların ağırlığı altında ezilen her insan gibi bakıyordu gözleri.. 
Gözkapakları düşük, 
Bakışları uzak!



Gelecek olana, yani sana.
Adı, alnımın tam ortasına bağdaş kursun! 
Daha ne isterim.

'içimde bir çocuk var ve sende onun bayram sabahısın' 
dedi adam.

6 Aralık 2012 Perşembe


gereksiz samimiyet, soru sormadan verilen cevaba benziyor.


üzerimizde tozlu birikintiler... 
Halı altı yerine, birbirimize serpiştirmişiz sanki.

4 Aralık 2012 Salı


Birbirimizi uzun zamandır görmemiştik 
ve sanki elleriyle kolları yokmuş gibi uzak durup, sarılmıyordu. 
Ne diyebilirdim ki, 
"eyvallah"

Tüm köşe başları tutulmuştu.
Bize ait bir köşe bulamadan, 
ortalıkta yaşadık diye miydi tüm bu olanlar?


İstedim ki, güneş batarken beraber yürüyeceğim biri olsun.
Sevgimiz gibi, gölgelerimiz de büyük olsun bedenlerimizden.


'Aşkı üzerimde emanet taşımak istemiyorum' dedi kadın.


Biliyor musun bugün perdelerimi açtım. 
Bazıları için hiçbir anlam taşımayan bir hareket, benim için umut oluyor. 

Panjurların ipleri çürümüş yerlerinde saymaktan.
Değiştirilmesi gerek!

Saatleri kurmaktan vazgeçtiğimde nasıl söndü ise yaşam hevesim, bir perdenin açılış sesi ile yeniden canlandı.

'nihayet' i düşündüm tek hareketimle.
Her şey yeter derecesindeydi.

13 Kasım 2012 Salı


Daha güzel nasıl yazılır bilemediğim bir yazı.

"Sana dünyanın en etkileyici kadınısın diyemem, bu baştan sona yalan olur. Daha şehvetlileri var yakınımda, daha güzelleri, bir ya da birçok yönden daha iyileri var. Ama sende olan bir şey var. Gözlerinin ardında. Tam olarak tarif edemiyorum, belki benim dilimde birbiri ardına dizdiğimde seni anlatabileceğim sözcükler yok, belki ben yeteneksizim, belki de bu adına “aşk” dedikleri bir çeşit sanrı. Çok düşünmüyorum. Düşünsene, okyanusun ortasındasın, saatlerce kürek çektin ama hâlâ oradasın, ne yaparsın ki teslim olmaktan başka. Ne olduğu ya da ne olacağı önemli değil. Belki ölümden bir önce, belki gerçeğe bir adım kala. Bilemiyorsun, öyle bir şey. Ne diyeceğim, seni seviyorum, tüm samimiyetsizliğimle, tüm çirkinliğimle, öngörülemez bir biçimde, bir gölge gibi. Her neyse, ne demeyecektim. Gel de karanlığıma ortak ol, aydınlanmayı hiç istemedim. Benimle mutsuz ol, benimle ağla, benim için ağla, ama benim ol, bu önemli."


* Mert Durmazer


8 Kasım 2012 Perşembe


İnsanlar ne istediklerini bildiklerini düşünürler. 
ama ne istemediklerini tecrübe ve deneyim sayesinde anlarlar.

28 Ekim 2012 Pazar


odadaki eşyaların yerini değiştirir gibi farklı kişilerle yer değiştirilmiyor insanlar.
 geride bir çizik izi mutlaka kalıyor.






"hayatımı birine inanma çabasıyla geçirmek istemiyorum. İnanmak istiyorum"
dedi kadın.

Ayrılık gariptir;
yüzü ona benzeyen insanlar,
 ismini taşıyan tabelalar,
 pencerelerden yağmur damlası gibi akan kelimeler görürsünüz.

Ayrılık gariptir.
İzlerin bir kısmını silmeye çabalarken onu hatırlatmayacak yeni suratlar,
 iyiyim maskeleri edinirsiniz,











Duvarda kalmış bir çividen ibaret olduğunu idrak edebildiğimde, ayağa kalktım ve o çiviyi söktüm.






Pişmanlığımda, keşkelerimde, acabalarımda yoksun.
Ama bir 'ah' hali var içimde



Etrafında oluşturduğun kontrol duygunu kaybetmemek için strese giriyorsun ya...
Geriliyorum böyle durumlarda.

25 Eylül 2012 Salı


kendine sorduğun sorulara verdiğin cevapların yanlış olabileceğini hiç düşünmedin mi?