Garip, artık havlular bile tek kişilik.
16 Mart 2013 Cumartesi
"Doğru yada yanlış...
Yaşadıklarımın verdiği buruk tecrübelerle daha mesafeli olmayı öğreniyorum.
Belki de korkak...
Ne zaman kaçmalıyım acıdan?
Ne zaman yaklaşmalıyım aşk'a?
Acıya mı alışmalıyım, yoksa aşk'a mı?
Aşk ve acı birbirine benzer.
Varken ne acıya, ne de aşka alışamazsın.
Tam alıştığını hissettiğin anda da ikisi birden yok olurlar.
Bir hikayede karakterlerin her biri kendini gerçekleştirmek ister ama birinin gerçekleşmesi öbürünün yok olması demektir.
Bu böyledir ve başka türlü de olamaz.
Birine karar vermek, diğerini kaybetmek demektir!..
Bu solgun yüz, donuk dudaklar...
Dünya daha mı ağır aksak dönüyor?
Sanki yedi cihana yayılmış bir durgunluk hakim yeryüzüne.
Peki bu sakin, heyecansız, sadece damarlarıma kan pompalayan kalp.
Bedenim karanlık, çıkışı olmayan bir hapisane gibi geliyor.
Ne için, kimin için yıpranıp gidiyor yaşamım?
Peki bu sessizlik, bu duruş neyin ifadesi?
İçinde durduramayacağını bildiğin bir çoşkunun, patlamasından mı korkuyor yüreğin?
Bu patlamadan mı koruyosun, ikimizi?
Ya da gücün mü yok koşup beni kollarının arasına almaya?
Neden dansımızı yapmıyoruz?
Neden duruyosun?"
Yaşadıklarımın verdiği buruk tecrübelerle daha mesafeli olmayı öğreniyorum.
Belki de korkak...
Ne zaman kaçmalıyım acıdan?
Ne zaman yaklaşmalıyım aşk'a?
Acıya mı alışmalıyım, yoksa aşk'a mı?
Aşk ve acı birbirine benzer.
Varken ne acıya, ne de aşka alışamazsın.
Tam alıştığını hissettiğin anda da ikisi birden yok olurlar.
Bir hikayede karakterlerin her biri kendini gerçekleştirmek ister ama birinin gerçekleşmesi öbürünün yok olması demektir.
Bu böyledir ve başka türlü de olamaz.
Birine karar vermek, diğerini kaybetmek demektir!..
Bu solgun yüz, donuk dudaklar...
Dünya daha mı ağır aksak dönüyor?
Sanki yedi cihana yayılmış bir durgunluk hakim yeryüzüne.
Peki bu sakin, heyecansız, sadece damarlarıma kan pompalayan kalp.
Bedenim karanlık, çıkışı olmayan bir hapisane gibi geliyor.
Ne için, kimin için yıpranıp gidiyor yaşamım?
Peki bu sessizlik, bu duruş neyin ifadesi?
İçinde durduramayacağını bildiğin bir çoşkunun, patlamasından mı korkuyor yüreğin?
Bu patlamadan mı koruyosun, ikimizi?
Ya da gücün mü yok koşup beni kollarının arasına almaya?
Neden dansımızı yapmıyoruz?
Neden duruyosun?"
Seçmek ve seçimin sonuçlarına katlanmak...
Seçimler zordur. Düzeni olduğu gibi sürdürmekse imkansızdır.
Herkes içinde bulunduğu o tanımlı, güven dolu ortam sürüp gitsin ister.
Ama bir gün biri gelir ve...
Ve kaçınılmaz olan gerçekleşir.
Dünyanın düzeni böyledir.
Sürekli sınanır insan ve ilişkiler.
O biri hep gelir.
Bazen..
Bazen de o biri sen olabilirsin.
Seçimler zordur. Düzeni olduğu gibi sürdürmekse imkansızdır.
Herkes içinde bulunduğu o tanımlı, güven dolu ortam sürüp gitsin ister.
Ama bir gün biri gelir ve...
Ve kaçınılmaz olan gerçekleşir.
Dünyanın düzeni böyledir.
Sürekli sınanır insan ve ilişkiler.
O biri hep gelir.
Bazen..
Bazen de o biri sen olabilirsin.
- "O zaman sorması gerekmiyor muydu,belki istediği cevabı o da verecekti?"
- "Kelimeler en başarılı olduklarında bile aciz kalan sembollerdir. Soruya gerek yok, cevaba da. Dil yetmez anlatmaya."
Adı asla sorulmayan,biliniyorsa söylenmeyen görülmeyen ne olduğu nerede olduğu bilinmeyen kadın.
Görülmeyi bile haketmeyen kadın.
Kimsenin tanımadığı ama herkes için yara olan hiç akıldan çıkmayan:
O Kadın..
Görülmeyi bile haketmeyen kadın.
Kimsenin tanımadığı ama herkes için yara olan hiç akıldan çıkmayan:
O Kadın..
- "Peki bunu değil de diğerini seçseydi hayatı çok mu farklı olurdu?"
- "Evet..Farklı olurdu ama sadece öyküsü..Bunu yaşayacağına öbürünü yaşamış olurdu."
- "Yani?"
- "Yani sonuç seçimler hep aynıdır: Acı. Her neyi seçersen seç seçemediğin hep üzüntü kaynağı olacaktır. Aklın hep o seçemediğinde kalacaktır. O seçemediğini seçmiş olsaydın yine bana bu soruyu soracaktın. Hayatta her şey % 50'dir. Aklınla davransan yüreğin, yüreğinin sesini dinlesen aklın sana bu soruyu hep soracaktır. Seçemediğin hep acı verecektir. Bu sabit. Acı hep olacak."
- "Bu kadar mı umutsuz yani, güzel bir yanı yok mu bu seçimlerin?"
- "Olmaz olur mu var. Acını seçmekte özgürsün!"
* O kadın filminden
25 Aralık 2012 Salı
24 Aralık 2012 Pazartesi
7 Aralık 2012 Cuma
6 Aralık 2012 Perşembe
4 Aralık 2012 Salı
Biliyor musun bugün perdelerimi açtım.
Bazıları için hiçbir anlam taşımayan bir hareket, benim için umut oluyor.
Panjurların ipleri çürümüş yerlerinde saymaktan.
Değiştirilmesi gerek!
Saatleri kurmaktan vazgeçtiğimde nasıl söndü ise yaşam hevesim, bir perdenin açılış sesi ile yeniden canlandı.
'nihayet' i düşündüm tek hareketimle.
Her şey yeter derecesindeydi.
13 Kasım 2012 Salı
Daha güzel nasıl yazılır bilemediğim bir yazı.
"Sana dünyanın en etkileyici kadınısın diyemem, bu baştan sona yalan olur. Daha şehvetlileri var yakınımda, daha güzelleri, bir ya da birçok yönden daha iyileri var. Ama sende olan bir şey var. Gözlerinin ardında. Tam olarak tarif edemiyorum, belki benim dilimde birbiri ardına dizdiğimde seni anlatabileceğim sözcükler yok, belki ben yeteneksizim, belki de bu adına “aşk” dedikleri bir çeşit sanrı. Çok düşünmüyorum. Düşünsene, okyanusun ortasındasın, saatlerce kürek çektin ama hâlâ oradasın, ne yaparsın ki teslim olmaktan başka. Ne olduğu ya da ne olacağı önemli değil. Belki ölümden bir önce, belki gerçeğe bir adım kala. Bilemiyorsun, öyle bir şey. Ne diyeceğim, seni seviyorum, tüm samimiyetsizliğimle, tüm çirkinliğimle, öngörülemez bir biçimde, bir gölge gibi. Her neyse, ne demeyecektim. Gel de karanlığıma ortak ol, aydınlanmayı hiç istemedim. Benimle mutsuz ol, benimle ağla, benim için ağla, ama benim ol, bu önemli."
* Mert Durmazer
8 Kasım 2012 Perşembe
Kaydol:
Yorumlar (Atom)