12 Eylül 2009 Cumartesi

İçimdeki kızın yutkunduklarını, kusuyorum şuan ellerime...

dudaklarımdan aşağı yavaşça damlıyorlar...

leke bırakmadan...

utanmadan...

iğrenmeden.
Hayatım sanki şu sıralar nihavent makamında!

Arada rast-laşıyoruz...

O kadar...


Ya o sonbahar yaprağının ezildiğini gören, ağaçtaki diğer yapraklar?

Kim böyle bir sonu olacağını bile bile yaşamak isterki?

Her gün bir benzerini kaybedip, aynı sona kurban vermek?

Düşmemek için direniyorum!

Anlıyor musun?

Ya sonbahar yaprakları?

İnsanlığın tabanlarında ezilmekten kurtulabilecekmidir bir gün...!

Bir aşkı başlaması ile anlamlaştırmak isterken, biz bitmesi ile yapıyorduk bunu…

Sen gidiyordun…

Ve bir tragedya başlıyordu…

Şu an ne istiyorum biliyormusun?

Ellerimi yanaklarına koyup,
Burnumu burnuna dayayıp,
Dudaklarım dudaklarına dokunmadan,
Ama çok yakından...
Sadece nefesini hissetmek.
Öylece kalakalmak!

11 Eylül 2009 Cuma

Ne garip!

Balçıkların ayağıma dolandığında, ben sevgiyle sarıldın sanıyordum…

Cennetimin ağacıyım...

Sonbaharım...



Sen son yaprağımı,

Dallarımı kıra kıra düşürene dek...

Buralardayım...
Dellendim delirdim. Çekilmedi hasretin uzaklardan...

10 Eylül 2009 Perşembe

Gizli Özne


Hayatında gizli bir özne gibiyim.

Biliyorum cümlelerinin arasındayım...

Ama ben bile zor farkediyorum bunu.


Ne istiyorum biliyormusun?

Şu oyuncak arabalar gibi ol. Benden kaçarken, büyük bir hızla üzerime gel.

Bir daha da geri gitme

9 Eylül 2009 Çarşamba

Hem 5 yaşında bir kız gibi gülüp,
hem bir kadın gibi bakabilirim
yada bir anne şevkati ile sana dokunabilirim.
Sen o an yanında hangisi olmamı istersen...
Ben hep ellerini tutabilirim...

İSTERSEM !
İSTERSEN !

*son
Ve yine

İstersem;

Belki bir anne kadar sığınılabilir hissettiririm,

Yüreğinde bile hissedersin sevdiğimi,

Göğsüme yasalayabilirim,

Seni bakışlarından tanıyabilir,

En sevdiğin yemekleri yapabilirim,

Seversem,

Seversen...

*3
Yine

İstersem;

Bir kadın gibi davranabilirim,

Bir kadın gibi oturup,

Saçlarımı geriye atabilirim,

Seni konuşturup sadece dudaklarına bakabilirim,

Cezbederim,

Seversem,

Seversen.

*2
İstersem;

Çok uslu bir kız olabilirim,

Çok iyi söz de dinleyebilirim,

Emrine de oynayabilirim,

Seversem,

Seversen.


*1
Bir doğum gününde kendimi kurdeleye sarıp, getireceğim demiştim değil mi?
Lamba neden söndü?

Onu rüzgârdan korumak için cübbemle örttüm,
İşte bu yüzden söndü.
Çiçek neden soldu?
Onu aceleci bir sevgi ile bağrıma bastım,
İşte bu yüzden soldu.
Nehir neden kurudu?
Yalnız kendim kullanayım diye bir yerine bent yaptım,
İşte bu yüzden kurudu.

Rübabın teli neden koptu?
Onun gücünü aşan bir nağmeyi üzerinde zorladım,
İşte bu yüzden koptu.

R. TAGORE
Bir an duraksadı ve düşündü... "Asıl sorun nerede biliyormusun çözümünü bildiğin bir seyin kuruntularını yasamak" dedi hafif bir sesle aynadaki aksini görüp seslenen kız. Sadece adamın tepkisinden korkuyordu artık. Sustu... Usulca pencereden dışarısını izledi. "Keşke" dedi, "Keşke sonunu her ikimizde bilsekte bu aşkın, yine de yaşasaydık"

Yaşan(a)mayan şeylerden tüm yaşamı boyunca nefret ederek...

Ama her işte bir hayır olduğunu anlaması fazla uzun sürmeyecekti...

8 Eylül 2009 Salı

Kimbilir
Belki de
Deri değiştirme zamanım falan gelmiştir.
"Sen hiç bilmezdin de, senin yanından ayrılıp eve dönmek çok koyardı aslında. Yanında rahattım ben, huzurlu, hep yanında olayım isterdim. O dizlerde uyumak, sana sokulmak isterdim. Söylediğin ya da yazdığın her sözcükten ben çıkmak isterdim"

Olmadı.
Başlamadan tükettik.
Şimdi tekrar eve dönüş zamanı.
Kapanan kapılara dokunmama zamanı...
Şimdi yine bitmelerin ve yeni başlangıçların zamanı...