5 Haziran 2012 Salı

bazıları ne haddini bilir, ne de senin değerini..

4 Haziran 2012 Pazartesi


"Suçu benim üstüme at: Örgütlü kalp ağrılarıydı derim. Geceleyin arkadaş evine sığınan ağır yaralı bir militan kadar güzeldi derim. Suçu benim üstüme at: Yaz sıcağında kasıklarından yükselen ter kokusunu parfüm niyetine kullanacaktım, demem."

* Küçük İskender


kalkacağı daha oturuşundan belli olan insanlara göre yer vereceksin hayatında.

22 Nisan 2012 Pazar


Düz gitmek isterken ilk sapaktan dönmek zorunda kalırsınız bazen.

21 Nisan 2012 Cumartesi


Gerçek hayatta yanılgılar güzeldir. 
Size eksikliklerinizi tamamlamanız ve nasıl hareket etmeniz gerektiğine dair yol göstericidirler.

20 Nisan 2012 Cuma


Bazen ayrılığın en hüzünlü kısmı da gelecekte onunla yaşamak istediklerinizi başkası ile yaşayacak olmanızdır.


'Asıl dikkat etmeniz gerekenler dürüst olanlardır. Çünkü ne zaman gerçekten akılsızca bir şey yapacaklarını asla tahmin edemezsiniz' 

* K. Korsanları

11 Nisan 2012 Çarşamba


çünkü tek kişilik gösterilerde bile ana konu iki veya daha çok insana dairdir.

10 Nisan 2012 Salı


Karakter kişiliğin ahlaki yönüdür, huy ise duygusal boyutu.. 
Karıştırmamak lazım!


9 Nisan 2012 Pazartesi


Mantıklı olan her cevabın doğru olmayacağını bilmeye, olgunlaşma diyebiliriz.


Bu aşk için uzun bir yürüyüş gerekli. Ya sen buna hazır mısın?

2 Mart 2012 Cuma



"Mart ürkütücü bir aydır. İçinde her şey vardır. İyilik, kötülük, tehlike, güven, ihanet. Mart hayata benzer."



* Mine Söğüt

9 Şubat 2012 Perşembe

Mektuplar / Sayıklamalar


Gidişinin ertesi günündeyim.. Sehpanın üzerine koyduğun bardağın izi hala duruyor. Silmedim! Bilirsin işte, sonuçta hepimiz birer iz feşistiyiz. Birbirimize baktığımızda izler görüyoruz ve bizde iz bırakabilecek insanları hayatımıza sokmaya değer buluyoruz. Seni özledim! Ne o bardağın, ne de senin bıraktığın izleri silmeye niyetim ve gücüm yok henüz...
...
Üçüncü gün.. Zamanı ifade ederken rakamları kullanmak istemediğimi fark ettim. "Bir, üç, beş" şeklinde hızlı geçmiyorlar. Hatırlasana! Sen varken de saat dahil, vücuduma fazla gelen her şeyi çıkartmak isterdim. Elimden değil, bileğimden tut isterdim. Kalbimi değil, nabzımı hisset isterdim. Değişmedi! (zamanı durdurmaya da yetmiyor ki gücüm)
...
On birinci gün... Gittiğinden beri ilk kez saçlarımı topladım. Oysaki sen, sıkıca topladığımda yüzümde oluşan o gerginliği sevmezdin değil mi? Aksine hala güleryüzlüyüm. Tek farkla; saçlarımın okşanma ihtiyacını şapkamla kapatıyorum artık.
...
Gün yirmibeş oldu.. Nerdesin?
...
Otuzüç... (İtiraf zamanı) Üzerimde bir ağırlık var. Gittiğinde kalkacağını zannetmiştim. Kalkmadı, aksine daha da bindi. Kabullenme savaşı ile yoruldum. Kelimelerin promilleri giderek artıyor! Hepsi seni özlememin yüzünden..
...
Kırkaltıncı gün...
"6.35" En sevdiğim şarkının 04:45. saniyesinde buluyor musun beni hala? Sende özlüyor musun?
...
Çaya kaç şeker attığını, vurgularını ancak sohbetten sıkıldığında kullandığını, diş fırçanı herkesten ayrı bir yere koyduğunu unutmadım. Ama tavana baktığımda yüzün görünmüyor. Geçiyor mu dersin?
...
-
...
Artık günleri saymıyorum. İkiyüzaltmışbeşten sonra bıraktım.
Acı, hala kabak tadı veren bir gerçekten öteye gidemedi..

8 Şubat 2012 Çarşamba


“Şubat asabi bir aydır. Belki devamlı soğuk olduğundan, belki de kıştan kaçmaya hiç fırsat tanımadığından. Şubat çaresizlik kokar. Sanki hayatın tek gerçeği soğuktur ve bahar denen karnaval, baştan sona bir yalan, bir hayaldir.”
* Mine Söğüt

28 Aralık 2011 Çarşamba


-"Merhaba, bence birbirimize yenilmek için uygun bir çiftiz"


Beni göğsüne yatırıp, uyuturken aborjinleri anlatacak bir adam istiyorum. 
Bir de kaktüsleri sevimli bulsun. 


Lütfen bir şey söyleme!
...
Dinlersem inanırım..

27 Aralık 2011 Salı


Bir bakarsın ki, ayaküstü kalmıştır aranızdakiler.


Adının söylenirken nasıl bir ses çıkardığını unuttum!
O kadar olmuş mu sahi?

23 Aralık 2011 Cuma


"Yaralı insanlar birbirine yaklaştığı zaman kader telaşlanır. Sırları ortaya çıksın istemez. Eğer insanlar başlarına gelenin başkalarının başına gelenlerden çok da farklı olmadığını sezerlerse güçlenirler. İnsanların gücünü azaltan, kendilerini hedef tahtasının ortasında sanmalarıdır. Oysa hayatta hiçbir şey şahsi değildir. İyi şeyler de, kötü şeyler de rüzgarla birlikte yön ve şekil değiştiren bulutlar gibi başıboş dolaşırlar evrende."


* Mine Söğüt