15 Aralık 2009 Salı

Aynı dakikalar
Sen havalimanının gidiş kapısından giriyorsun...
Ben geliş kapısından...
Ellerimizde telefon, denk gelmesekde birbirimizin sesi ile doymaya çalışıyoruz...
Ve bu bizim hikayemizin tek gerçek olacak yanı...
Birbirimize hep geç kalıyoruz.
Sen gelince ben, ben gidince sen... 


Ocak
Belirsizlik...
Canım mı yandı ne?
Gülümseme,
İçime bir tohum kaçtı galiba :))


Şubat
Tohumun ucu göründü.
Diş çıkaracak çocuklar gibiyim...
Hafif bir sızı, heyecan. Görünen o boşluk dolacak sonunda!




Mart
Tekrar birisine güvenmek,
Yeniden hissedebilmek,
Yeni yıl dileklerim kabul mu oluyor ne?




Nisan
Bahar..
Havada buram buram aşk kokusu var
Bu çıkıntılar dallarım mı?
Yeşeniyormuyum ne?




Mayıs
Güzelliğin(d)im
O kırılan benim dalımdı,
Ben...
Cennetin ağacıydım.
Kıydın...




Haziran
Aşk sende asılı...
Sarı odalarda yaşandı...
Aşk elimi tutmanda değil, en son havalimanında bana sımsıkı sarılmanda saklıydı...




Temmuz
Biz güzeliz...
Biz güzeliz...
Biz güzeldik...
Bilmeden dallarımı ne kadar kırdığını görmüyor musun?


Ağustos
Kendimi kıyılarına vurdum...
Ateştin, suydum.
Buhar oldum...
Masallar yazdım,
Özledim...
Seninle olamam, ama sensiz de yapamam...



Eylül
Umursamazlık öğrenilen bir şeymiş ve can acıtmak güzelmiş...
Sabrına teşekkürler, tüm iğnelemelerimi çekiyorsun
Ama kanasın dudakların arzudan...


Ekim
Sana mektuplar yazmak.
Seni yazmayı sevmek 
İstanbul...
Seni görmemeyi tercih etmek!
Canını acıtmak...


Kasım
Senden kaçtıkça sana tutulmak
Sana yeniden inanmak
Seni yeniden görmemek
Yeniden aşık olmak.
Bu kez farklı olabilir deyişin, inanışlar
Ama aynı hataların!!!
Bu kez yeterlerim!!!


Aralık
Bu aşk burada biter ve ben çekip giderim. Yüreğimde bir çocuk, cebimde bir rovelver...
Bu aşk burada biter. İyi günler Sevgilim...Ve ben çekip giderim bir nehir akıp gider...

Hiç yorum yok: