27 Temmuz 2011 Çarşamba


"...akmakta olan herşeyi seviyorum: Nehirler, lağımlar, lav, meni, kan, safra, sözcükler, cümleler. Fahişenin üzerine saçıldığında dölün akışını seviyorum.Haşlayarak dökülen idrarı ve sonsuzca süren alkışı seviyorum; histeriklerin sözcüklerini ve cümlelerin dizanterili gibi akışını seviyorum. Akışkanları seviyorum, hatta tohumları uzaklara taşıyan, doğurganlıktan uzak aybaşı kanının akışını da. Akan metinleri, ezoterik, yoldan çıkmış, çok biçimli veya tek yanlı da olsalar severim. Oluklardan akan tükürüğü, göğüsteki sütü, dölyatağından akarak gelen keskin balı, tüm akışkanları, eriyen, rezilce ve dağınık tüm cerahatlar ve pisliği, akarken başlangıca dair duyularını yitiren, ölüme ve çözülmeye doğru müthiş çevrimi meydana getiren herşeyi seviyorum."

* Henry Miller-Oğlak Dönencesi

22 Temmuz 2011 Cuma



Ah adam!
Ben seni temize mi çektim, sineye mi hiç belli olmadı..



Hey Adam! 
Sokaklarında kaybolmak,
seni kaldırım taşlarıma oturtup dizlerini bacaklarımın arasına almak istiyorum.

Şimdi uslu ol! 
ve başını göbeğime yasla ve kalbimi dinle! 

Eşiğimden çıkmayacakmışsın gibi gir. 
Senin için tüm depremleri kaldırabilirim bak!

Problemin varlığı ilginç bir konudur.
"Benim bir sorunum var" demek ile bir sorunla yaşamak apayrı şeyler. 


21 Temmuz 2011 Perşembe

El arabasını çekenlerden değil, itenlerden olmayı istiyorum...

"Seni çok bekledim ama öyle bir buldum ki, tüm bu zamana değdi" dedi...

18 Temmuz 2011 Pazartesi


“Hayatta yaptıklarınız önemsiz olacaktır. Ama önemli olan onu sizin yapmanızdır.
Mesela hayatınıza biri girdiğinde bir parçanız henüz hazır değilsin derken, diğer parçanız onu sonsuza kadar senin yap der.”
* Remember Me

12 Temmuz 2011 Salı

5 dakikalık bir şarkı bu..
Beş kuruş etmeyen bir adama söylediğim!

"dur" diyor tabelalar.
Hayatıma giren tüm orospu çocuklarına, kandıranlara, kurunun yanında yanan yaşlara...


Aslında büyüdüğümüzü "neden sustuğumu" fark ettiğimde daha net anlıyorum.

6 Temmuz 2011 Çarşamba

Burnundan dudaklarına inen ter olmak istedim.
Birazda; bir kızılderilinin siyah örgülerine saklanmak.
Şamanların ellerinde,
Brahmanların eteğine saklanmak...

Tagore kalsın mezarından şimdi!
avaz avaz bağırıyorum işte.
uyansın!
düşümde, düşlerim düzüldü.
Düştüm,
Güveler yedi beynimi.

İçime bir liberal kaçtı.
Savunduklarını haykırıyor.
Gözleri sert esen rüzgarlardan yaşarmıyor.
Siyaha öyle bandırılmış ki; beyazlar kör edemiyor.

Çöz saçlarımın ucundaki kurdeleyi.
İçimdeki ağaç, yüzük parmağını uzatmış bekliyor,
Senin bağlayıp dilek dilemeni...


Onu tanımlayan en iyi cümlelerden biridir bu... 
"dürüst olması, doğru olduğu anlamına gelmiyordu"
"öyle olsa burası cennet olurdu.. burası cennet olsa ben senin yanında olurdum" dedi..

5 Temmuz 2011 Salı



"Bazı şeylerin gitmesine izin vermek işte bu nedenle çok önemlidir. Onları serbest bırakmak. Gevşek olanı kesmek. İnsanların hiç kimsenin işaretli kağıtlarla oynamadığını anlaması gerekiyor; bazen kazanırız ve bazen de kaybederiz. Hiçbir şeyi geri almayı bekleme, yaptıkların için takdir edilmeyi bekleme, ne kadar zeki olduğunun keşfedilmesini bekleme ya da aşkının anlaşılmasını. Daireyi tamamla. Gururlu, yeteneksiz ya da kibirli olduğun için değil sadece artık onun senin yaşamında yeri olmadığı için. Kapıyı kapat, plağı değiştir, evi temizle, tozdan kurtul. Geçmişte olduğun kişi olmayı bırak ve şu anda kimsen o ol."



* Paulo Coelho / Zahir