27 Nisan 2013 Cumartesi


“Biliyor musun Olric, benim birçok dostum var.”

“Görüyorum efendimiz, hepsinin sırtınızda izleri var.”

* Oğuz Atay 

Allah beteri ile sınamadan önce, diğerini hep en acısı sanıyorsun. 



Her bıçak kendi kınına keskin gelir.




‎"Benim çıkarım ne?" İnsanların düşündüğü bu. Eğer bir ürünü satarak para kazanıyorsa, kendi gelirini tehlikeye atacak benzer ürünü satan diğerleriyle savaşacaktır. Bu yüzden insanlar dürüst değildir ve birbirlerine güvenmezler. Biri gelip de size derse: "Tam aradığınız evi buldum." O bir satıcıdır. Bir doktor "Böbreğinizi almalıyız." dediğinde, bunu yatının parasını ödemek için mi, yoksa gerçekten böbreğimin alınması gerektiği için mi dediğini bilmem mümkün değildir. Parasal sistemde insanlara güvenmek zordur. Eğer dükkanıma gelirseniz ve desem ki: "Bizdeki lamba güzel ama yan dükkanda daha iyisi var." İş hayatında uzun kalamam. İşler yürümez. Ahlaklı davranırsam, işler yürümez. Bu bağlamda "Sanayi sektörü insanlığa hizmet etmektedir." derseniz, bu doğru olmaz. 

Ahlaklı olmaya güçleri yetmez; çünkü yok olurlar. Şu anda geçerli olan sistem insanların yararı için tasarlanmamıştır. Eğer hala anlayamadıysanız, insanları önemseselerdi, ortada taşeronlar olmazdı. Endüstri umursamaz. İnsanları işe almalarının sebebi henüz otomasyona geçmemiş olmalarıdır. Terbiyeden ve ahlaktan bahsetmeyin, gücümüz yetmez ve iş hayatında kalamayız.


Jacque Fresco - Zeitgeist

İçimde bir şeylerin iyiye gideceğine inanan kadın gitti.
Geriye gerçekler kaldı.

Asıl üzüldüğümse şu an ki halimi kabullenişim.
İçimde acı yok, hüzün yok.
Boşluk gibi.
Ne olacaksa olsun halleri.

Değiştiremeyeceğim şeyler için üzülmekten vazgeçtiğimde; "yeni bir dünyaya hoş geldin" dedim, içimdeki kıza..