28 Şubat 2010 Pazar
25 Şubat 2010 Perşembe
23 Şubat 2010 Salı
Eski notlarıma bakarken şu yazı ile karşılaştım;
"Dürüstlüğüm buradan ileri gelir. Başka yüzlerimi saklayacak ve iki yüzlülük yapmadan. Başlangıçta tüm kötü yanlarımı ve yaptıklarımı gözler önüne sererek, beni olduğum gibi gören gözlere sımsıcak bakabilirim. Benim kötülüğüm kalbimin derinliklerinde pusuya yatmaz ve tetikte beklemez."
Zaman geçiyor...
Büyütürken, büyüyorum...
22 Şubat 2010 Pazartesi
19 Şubat 2010 Cuma
18 Şubat 2010 Perşembe
17 Şubat 2010 Çarşamba
15 Şubat 2010 Pazartesi
14 Şubat 2010 Pazar
12 Şubat 2010 Cuma
10 Şubat 2010 Çarşamba
9 Şubat 2010 Salı
Biliyor musun, geçenlerde midemi yıkadılar!
Ölmek üzere iken kurtarıldım, tanımadığım biri tarafından.
- "En son ne yiyip, içtin" dedi doktor. Gözbebekleri küçülmüş gözlerime bakarak...
Konuşamadım... Ne diyebilirdim ki kayda değecek...
Doktorun yüzüne bakıp;
(Bahsettiğin tüm sözcüklerin ilaç gibi gelirdi...)
-"O söyledi, ben yuttum" diyemedim...
-"O söyledi, ben yuttum" diyemedim...
Bende bıraktıklarının bu kadar oturup, zehirleyeceğini bilemezdim...
Aslında gelişinden belli idi, gideceğin...
Aslında baştan belli idi, kendine bir beden büyük gelen laflar ettiğin...
8 Şubat 2010 Pazartesi
Anlamıştı...
Tanımıştı artık, dünyayı yeniden. Düzeltmenin yalnız kendinde olmadığını, ne kadar denerse denesin, insanlar gayretsizliğe devam ettikçe bir yere varamayacağını... İyi ve olgun tavırların onu bir yere götürmediğini, bu dürüsütlüğün insanlara fazla geldiğini onu daha çok kırdıklarını anladı.
...
En son ayakkabısını ayağına geçirdi. Artık bu iyiliğe bir son verip, onları kendi yalanları ile kandırmaya hazırdı. Derin bir nefes alıp evinin kapısına uzandı. İndirip kolu, kendine çizdiği yolda yürümeye hazır bir şekilde ilk adımını attı. Arkasına bakmadan devam ederken düşüncelerin sağanağına uğradı.
-“Tanıdığım tüm adamlar beni düşledikleri kadın sandılar. O nedenle kendilerini ya çok gizlediler, ya da çok övdüler. Benden gerçekler duymayı beklerken olmadığım bir role bürünüp anlatmamı istediler. Anlattıklarımı dinleyince bu dürüstlüğün kendilerine fazla geldiğini söyleyip uzaklaşırken, arkalarından bakakalan bendim!"
Tanımıştı artık, dünyayı yeniden. Düzeltmenin yalnız kendinde olmadığını, ne kadar denerse denesin, insanlar gayretsizliğe devam ettikçe bir yere varamayacağını... İyi ve olgun tavırların onu bir yere götürmediğini, bu dürüsütlüğün insanlara fazla geldiğini onu daha çok kırdıklarını anladı.
...
En son ayakkabısını ayağına geçirdi. Artık bu iyiliğe bir son verip, onları kendi yalanları ile kandırmaya hazırdı. Derin bir nefes alıp evinin kapısına uzandı. İndirip kolu, kendine çizdiği yolda yürümeye hazır bir şekilde ilk adımını attı. Arkasına bakmadan devam ederken düşüncelerin sağanağına uğradı.
Ah! Bu düşünceler…! Hepsi neden bir vagon edası ile birbiri ardına gelirdi ki!
-“Tanıdığım tüm adamlar beni düşledikleri kadın sandılar. O nedenle kendilerini ya çok gizlediler, ya da çok övdüler. Benden gerçekler duymayı beklerken olmadığım bir role bürünüp anlatmamı istediler. Anlattıklarımı dinleyince bu dürüstlüğün kendilerine fazla geldiğini söyleyip uzaklaşırken, arkalarından bakakalan bendim!"
Şu an; tek olmayı isteyen erkeklik egolarına söylenecekler biriktirmişim bilmeden aylarca. Şimdi tek sözüm ilk olmayacakları gibi, sonda olmayacaklarını haykırmak…!
Adını koyamadığım bir duygu bu tanımlayamadığım... Sevgi mi desem, ihtiras mı desem bilmiyorum ama bu duygu; ses tellerinden salıncak misali senden bana, benden sana sallanmaktalar. Ve bu beni besliyor.
* Güzel bir insana... Nesli' me
6 Şubat 2010 Cumartesi
5 Şubat 2010 Cuma
4 Şubat 2010 Perşembe
3 Şubat 2010 Çarşamba
2 Şubat 2010 Salı
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)