8 Aralık 2009 Salı

Dostluk üzerine...

Zordur hep dost olmak değil mi?. İyi gün, kötü gün diyaloglarını da pek umursamam ben. Dostsa sırtımı dayamalıyım, düştüğümü hissettiğimde; eliyle kolumdan kavramalı. Ayakta durmamı sağlamalı sözcükleriyle.



İstediğim, beklediğim;


Çat kapı gidebilmeliyim evine. Buzdolabını açıp, ben açım diyebilmeliyim. Kıyafetlerimi değiştirebilmeliyim özgürce dolabına bakıp, üzerime bir eşortman geçirebilmeliyim. Yada o getirmeli ben evine gittiğimde. Pijamalarım hazır olmalı, bana demeli ki "bak senin sevdiğin gibi un kurabiyesi yaptım, hem cevizde var"... Telefon açmalı, "bir günde arama bee rahat bir nefes alayım" demeliyim. Hiç diyemedim...


Paylaşmalıyım özgürce herşeyimi. ama en çok o anlarımı... Yanından sıkıntıyla değil, huzurla ayrılmalıyım. Bazen hiç konuşmamalı, sadece dinlemeli. Elleri, ayakları sıkıntıyla oynamamalı. "Gideceğim" dediğinde de gidebilmeli yanımdan, ben de gitmeliyim yanından, kırılır mı diye düşünmeden.

ve ben;

Benim çevremde dost kavramıma uyan pek kimse yok. Çok sevdiğim, değer verdiğim kişiler var ama . Birincil olarak kendim dışında kimseye kolay güvenememem, göremediğim özene göre paylaşım alanlarımı daraltmam ve ihmallerim. Onların samimiyetine inanmamam, iyi-kötü maskelerini çözmek zorundaymışım gibi hissetmem.


ve onlar;


Mutluluğunu paylaşırken gözlerinde herhangi bir endişe, kıskançlık duygularının geçtiğini görürken güvenemedim. İyi günlerimin içimi karartan dostlarıydılar. Kötü günde yanımda olan. Çoğu zaman onda bile olmayan.


ve ben;

Kendi korkularımı ona yansıtıp gerçekleri söylerken ben ne kadar dost göründüm gözlerine o apayrı bir mesele... Kendi endişelerimi onlara bulaştırırken dostuk dediğim kavram bu muydu? Güzel anlarını bozacak gerçeklikleri söylerken, olayları kendi istediğim gibi şekillendirmedim mi? Sonrada geriye dönüp "ben sana demiştim" cümlesini zevkle söylemedim mi? "evet, sen haklıymışsın" diye cevap verdiklerinde ise haklı olmanın acısını duyumsamadım mı? Keşke haklı olmasaydım deyip, onlara içim acımadı mı?... Ben ne kadar dosttum?

Dost dediğin; birazda kırık, yaralı parçalarını alıp onaracak, sardığında da sımsıkı saracak sözcükleriyle.... Parçalarını yerine koyduğunda tamamlandığı hissedeceksin onunla.

11,03,2009 ilk yayım tarihi...

Hiç yorum yok: