30 Mart 2010 Salı

Biliyormusun?
Senin için:
Gözlerim tutku olsun istedim,
Ellerim güven,
Saçlarım parfüm,
Boynum huzur...

Uzattım beklentisiz,
Zeytin dallarımı her defasında...

İstedim;
Vatanından sürgün edilmiş gibi yürümemeyi
Sessizce yanında.

Biliyormusun?
Nece zamandır,
Öfkemin uyanışını duyuyorum içimde.
Bak! nefes alıyor.
Hırıltılı.

Kuşkunun bıçağını sivriltiyorum.
Bir yanım;
delir,
deşil,
çürü,
kanat kendini istiyor.
Diğer yanım suskun.
Gerçekten suskun

Git yanımdan,
Kanasın dudakların arzudan.
İhtişamına rağmen cılız senin yüreğin.
Yanıma yakışmıyor.

Şimdi,
Yetiyorsa gücün, uyandır tüm şehri uykusundan.
Ama ilk önce kendin uyan,
İçinde kaybolduğun dünyalardan.

Artık;
Kokumun sineceği yastıklarda uyuyamayacaksın
Ve uykuların kaçınca yanıma sığınamayacaksın.
Katmanlarına inemeyeceksin saçlarımın
Ve dehlizlerinde barınamayacak gözlerimin.

Ben;
Dudaklarımı azad ediyorum zindanlarından.
GİT ŞİMDİ...
Gölgen düşmesin daha fazla üzerime...

Artık senin hiçbir şeyine dilenci değil ellerim.

Ve gün geldi ben senin mabetlerine ibadete durmaktan vazgeçtim.
Benim kalbim buna yeterdi de, sen bu derece imana değmezdin!
.

1 yorum:

beenmaya dedi ki...

"Ama ilk önce kendin uyan,
İçinde kaybolduğun dünyalardan"

işte asıl mesele de bu olsa gerek...