30 Kasım 2011 Çarşamba


Saçlarımın okşanma ihtiyacı olmasını, şapkamla kapatmaya çalıştığım doğrudur..


Vakitsiz gidiyorsun hayatımdan.. 
Sormadan, sonrası olmadan..

25 Kasım 2011 Cuma



"İki kent arasındayım, biri bilmiyor beni, öteki artık tanımıyor."

* Roquentin

24 Kasım 2011 Perşembe


Sürekli birileri ile yatıp kalkarak ipin ucunu kaçırdığı insanlardan bıkıp da, yanına sığınmak isteyen erkekler çıkmıştı karşısına.. 


Hayatınızdan çıkmak isteyenleri, yanlış yere koyduğumuzu fark ettiğimizdeki üzüntüyü andırıyordu gözleri.. 
Biraz eksik, biraz hazin..

Dünden kalan bir ekmeğe ilişiyor gözüm. Bir kıyısından ıssırmışsın... 
Biz de mi böyleyiz seninle? 
İlk hali ile kalmayacak bir iletişimin içinde..


Bir kadını yargılamak, bir erkeği yargılamaktan çok daha kolaydır.
Çünkü kadın yargılanırken gelenekler, akıldan daha baskın çıkar.



-“saat kaç?” 
- “kabullenme savaşı ile kendimi yorduğum bir an işte..”

22 Kasım 2011 Salı


"Benimle uyanır mısın?"
Ne kadar yalın ve ne kadarda büyük bir soru aslında..
Sahi uyanır mısın?

Ben büyüdüm, sonra beklentilerim küçüldü..
Öyle orantısızdım..

Gel otur karşıma,
nasılsa bitti!
Bari bundan sonra mecburiyetlerimizi analım..


Bir gün; yemek yerken karşımda oturan adama baktım..
Mutluluk ve huzurla baktım..
Ve o an içimden geçen tek şey şuydu; 
"Ömrümün sonuna kadar, yemek masasında karşımda görmek istediğim kişinin o olmasını istemek"



Saçlarımın okşanma ihtiyacı olmasını, şapkamla kapatmaya çalıştığım doğrudur.. 

21 Kasım 2011 Pazartesi


Aynadaki aksim değilsin biliyorum.
Ama bir aynanın karşısına geçip baktığımda, bana en yakışan şeyin sen olduğunu biliyorum.


17 Kasım 2011 Perşembe


Sabah gördüğüm rüyanın ardından, Ateş Böceğinin yorumu...

"Sen biriyle mücadeleye gereceksin. 
İş olur, başka bişiy olur, aşk olur. 
Önce teredüt edip, kendi kendine mücadele edeceksin. 
Ama sonra karşında ki insan sana elini uzatıp hani birlikte başarabiliriz diyecek."

Hayrolsun..

15 Kasım 2011 Salı


Keşke senin için, ev kokusu gibi kokuyor olsaydım..


Ben çok korkuyordum aslında. 
Birisi güvenimi kazanmaya çalışırsa diye. 

Dokunmasın istiyorum omzuma. 
Bir avucun içine alınmak için yakaran yanaklarıma. 

Ya dokunursa? 
Ya severse yaralarımı? 
Ya ağlarsa, düşerse üzerime damlaları?
Nasıl silmeye kıyabilirim..




"İkincisiz birin anlamı yoktur. Diğer bir onu gerçek kılar"

* R. Tagore



Söylemek istediğim şu ki, yarım kaldı çayım..
Islak ellerle tutulmuş kibrit tadındayım..
Yanamıyorum, yakılamıyorum..

14 Kasım 2011 Pazartesi


Bazen her şey o kadar güzeldir ki, o güzellikten korkarsınız.

2 Kasım 2011 Çarşamba


Bana seni anlatmamı isteseler derim ki; 
- "Aklınca, kendi kuşkularının yarattığı o ihtimali duymak istemediğinden bana hiçbir şey soramayan bir adamdı ve ben onun hayatına girdikten sonra, tanıştığı her kadına aynı şekilde davranmaya devam edip, can yaktı!"
...

Konuşmadığın, aramadığın, benden başka herkesi var sayıp, başka yerlere yazdığın ve başka kızlarla cilveleştiğin tüm o anlarda;  bu özensiz davranışlarını es geçmemi ve beni sevdiğini bilmemi istedin.Seni, sen demeden anlamamı istedin. Her defasında “Seviyorum” kelimelerini kullanıp, sevmiyormuş gibi davrandın. 
Kısacası işte; göstermediğin tüm davranışlarını, anlamamı istedin! Aslında anlayabilirdim de.. Ama hep engelledin içine ulaşmamı. Kendini herkesten gizleyebilirdin, ama benden de gizledin.

Sana bu tarz umurunda değilmişim gibi davranışlarının beni üzdüğünü birçok defa belirttim. Anlamak istemedin. Kadın dırdırı olarak gördün tüm dilenişlerimi.. Sonrada beni suçladın olayların akışındaki süreç için. Eksik anlattığım tek konu için hırslanıp; bitip tükenmek bilmezcesine, defalarca suçladın beni. Bütün bunlara neden olan kendi davranışlarını ise yok saydın.

Senden hiçbir zaman af istemedim ben.. Dileğim hep güzel hatırlayalım birbirimizi idi. Olmadı. Sen o dünyanın içindeyken öyle kuşkucu, kindar ve farklı biri olup çıkmıştın ki, iyi niyetimi sorguladın..
İnsan karşısındakinden görmek istediği davranışı kendisi yapmıyorsa ve karşısındaki de yorulup, sırf daha fazla üzülmemek adına elini eteğini çekmeye başlamışsa, söylediği her şey havada kalıyor ve umursanmıyormuş gibi gösterilirse,  ne yapılmasını bekliyordun bilmiyorum.. Sana aşık olmadığımı, olamayacağımı belirttiğim halde, sevgimi de uzaklaştırdın..

Sahi; içine siniyor mu gerçekten o davranışların? Ne bileyim, arada düşünüp üzülüyor musun mesela? Bana karşı hissettiğin, sonra yok sayıp ve ezip geçtiğin tüm o duygularını hatırına getiriyor musun? Ben ise; geceleri yastığa yattığında veya bir yastığa elini attığında beni hatırladığına kalıbımı basıyorum.

Şimdi senden uzaktayım.. Huzurlu bir dönemden geçiyorum.Hayatıma “seni daha nasıl mutlu edebilirim” diyen bir adamı soktum.

Yine de, insanın geride bıraktığı, geleceğine çelme takıyor bazen. Bu nedenle hala büyük tereddütlerim olsa da, o bunları aşma yolunda bana çok yardımcı oluyor.. Beni hep güldürüyor..  

Son olarak; seni anımsadığımda acı veren tek şey, yokluğun ya da yanımda olmayışın değil. Bir daha asla kendimi birine o şekilde açamayacağım için üzülüyorum.. Özlüyorum çünkü, en yakın arkadaşımı kaybetmeme neden oldun! Diliyorum, mutlu olma..