23 Eylül 2010 Perşembe

Kafamı gayri ihtiyari çevirdiğim ve elimi yüzüme yaklaştırdığım her an kokun yeniden burnuma doluyor..
Afallıyorum..
Etik olanla, sözlerin ve o anki hissettiklerim çarpışıyor sanki.

Sonra, gözyaşların düşüyor sanki yeniden saçlarıma..
Ve sonra, karşımda dikiliyor ya imkansızlığın.

Aramızdaki o görünmez perdeler sana dokunmamı engelliyor..
Üzgünüm!

Umuda açılan bir kapı olacakken, açamayacağım bir kapı olduğun için.
Bir toğrağa verim olabilecek suyken, damlayamayacağım için.

2 yorum:

Elif Gizem dedi ki...

Ve üzgünüm, hiçbir şeyin olması gerektiği gibi olmadığı için. Belki de olmaması gerekeni istemekte direttiğim için...

Efsa dedi ki...

Olmamasını gerekeni diretmek...
İnandığım doğrularla, kalbim çelişiyor bu sıralar.