10 Kasım 2010 Çarşamba

Sen soluğunu üfledin yüzüme, ben içimi çektim.
Üzgünüm kursağımda kalacağını, bu sızının beni de boğacağını bilemedim.


6 yorum:

oz dedi ki...

Bıraktığım iz, bazen küçük bir yorum, bazense (...) olacak sadece. Bir önemi var mı bilmiyorum ama, okunduğunu bilmek istersin diye düşündüm! Saygılarımla...

Efsa dedi ki...

Okunmak gibi bir kaygı değilde, daha çok benim kustuklarımın sizin için çağrıştırdığı o resim. Ben en çok bunu merak ediyorum.

oz dedi ki...

'Kusmak'! Bunu sevdim...

Kısa cümleleri severim, gerçekten severim. Uzun cümleleri bazen paravan olarak kullandığımız oluyor, bilerek ya bilmiyerek! Ama siz de bilirsiniz, bir insanı tanımadan, kustukları için (yazdıkları için değil), bir şeyler söylemek kolay, ama yanlış anlaşılmaya ya da anlaşılmamaya bir o kadar da müsait! Kusmaktan gocunmadığınız aşikar, ama birini kusarken görmek ister misiniz, bundan bile emin değilken; yine de elimden geleni yaparım :) Saygılarımla...

Efsa dedi ki...

İşte bence asıl paylaşım burada. Benimde okumaktan keyif aldığım, kıskandığım, vay anasını dediğim cümleler var. ve ben onları okudukça, "ben en çok bunu - burasını sevdim" diyebiliyorum. Bana bu hissettirdi şeklinde kendi duygularımı da katabiliyorum.

İnsanarda da en çok bunu merak ediyorum. ne hissediyor ve düşünüyorlar. Anlatmak istediğimi anlamışlar mı? Ya da ne anlamışlar?

:)) böyle garip bir merak işte benimkisi. Bir insanın her halini görme çabası. Evet insan kusarkende görülmelidir.

oz dedi ki...

Başladı o halde :)

Efsa dedi ki...

ahaha savunma içgüdüsüne geçtim direk. :)))